ceylannur
Yeni Üyemiz
Hepimiz biliyoruz ki, insanı Allah yaratmıştır. Dolayısıyla insanın iyi ve kötü özelliklerini de en iyi Allah bilir. Ayrıca insan diğer insanları kandırabilir ama Allah'tan herhangi bir şey gizlemesi mümkün değildir. Çünkü Allah bizim gibi sadece insanların dışını değil, onların düşüncelerini de bilir. O halde insanın Allah'a karşı her zaman dürüst ve samimi olması gerekir. Kuran'da şöyle bildirilmektedir:
De ki: "Sinelerinizde (içinizde-kalplerinizde) olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir. (Al-i İmran Suresi, 29)
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah, herşeye güç yetirendir. (Bakara Suresi, 284)
Allah'ın, her sözünü işittiğinin, her yaptığını gördüğünün, her düşüncesini bildiğinin farkında olan insan, gizlice de olsa kötülük yapamaz. Demek ki insanların gerçekten iyi insanlar olabilmeleri için mutlaka Allah'ın varlığına inanmaları ve O'nun gücünü, her an herşeyi gördüğünü ve duyduğunu anlamaları gerekir. Bu, Allah'ın istediği ahlakı yaşayabilmenin en önemli yollarından biridir.
Allah'ı sevmek ve O'na güvenmek
Annenizin, babanızın sizi sevmesi hoşunuza gidiyor değil mi? Siz de onları çok seviyorsunuz. Onlar sizi koruyor, sevgi gösteriyor, ihtiyaçlarınızı karşılıyor. Onlara güveniyorsunuz. Zor bir durumda kalsanız size yardıma koşacaklarını biliyorsunuz.
Peki Allah'ı ne kadar seviyor ve O'na ne kadar güveniyorsunuz?
Allah, yarattığı bütün canlıların her ihtiyacını verendir. O'nun sonsuz şefkati ve merhameti sayesindedünya üzerinde nimetler içinde ve rahat yaşıyoruz.
Mesela bizim yaşayabilmemiz için Allah Güneş'i yaratmıştır. Beslenmemiz için sebzeleri, meyveleri, hayvanları yaratan da Allah'tır. Bu sayede ekmek, süt, et ve birbirinden lezzetli sebzeleri ve meyveleri yeriz.
Allah içecek suyumuzun olması için de yağmuru yaratmıştır. Ayrıca tuzlu su olarak denizleri yaratan da Allah'tır. Denizlerdeki canlılar da bu sayede yaşarlar. Yağmurlar olmasaydı yeryüzünde ne tatlı ne tuzlu su olurdu. Su, yaşamımız için çok önemlidir. Çünkü biliyorsunuz ki insan susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Allah vücudumuzda da mikroplara karşı savaşan savunma sistemini yaratmıştır. Savunma sistemimiz sayesinde basit bir nezle mikrobu ile ölmemiz engellenmiştir.
Bunlardan başka kalbimizi hiç durmadan çalışacak şekilde yaratan da Allah'tır. Kalbimiz araba motorları gibi ara sıra durup dinlenme ihtiyacında olsa, sonra tekrar çalışsa elbette yaşayamazdık. Oysa kalp insan ölene kadar senelerce hiç durmadan çalışır ve bu sayede hayatımızı sürdürürüz.
Yine, Allah görebilmemiz için gözlerimizi, duyabilmemiz için kulaklarımızı, güzel kokuları koklamamız ve yemeklerin lezzetini tadabilmemiz için burnumuzu ve dilimizi yaratmıştır.
Buraya kadar saydıklarımız Allah'ın bize verdiği sayısız nimetlerden yalnızca birkaçıdır. Allah'ın bize verdiği nimetleri saymakla bitiremeyiz. Bize karşı çok şefkatli ve çok merhametli olan Allah bir Kuran ayetinde bizlere şöyle seslenmektedir:
De ki: "Sinelerinizde (içinizde-kalplerinizde) olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir. (Al-i İmran Suresi, 29)
Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker. Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır. Allah, herşeye güç yetirendir. (Bakara Suresi, 284)
Allah'ın, her sözünü işittiğinin, her yaptığını gördüğünün, her düşüncesini bildiğinin farkında olan insan, gizlice de olsa kötülük yapamaz. Demek ki insanların gerçekten iyi insanlar olabilmeleri için mutlaka Allah'ın varlığına inanmaları ve O'nun gücünü, her an herşeyi gördüğünü ve duyduğunu anlamaları gerekir. Bu, Allah'ın istediği ahlakı yaşayabilmenin en önemli yollarından biridir.
Allah'ı sevmek ve O'na güvenmek
Annenizin, babanızın sizi sevmesi hoşunuza gidiyor değil mi? Siz de onları çok seviyorsunuz. Onlar sizi koruyor, sevgi gösteriyor, ihtiyaçlarınızı karşılıyor. Onlara güveniyorsunuz. Zor bir durumda kalsanız size yardıma koşacaklarını biliyorsunuz.
Peki Allah'ı ne kadar seviyor ve O'na ne kadar güveniyorsunuz?
Mesela bizim yaşayabilmemiz için Allah Güneş'i yaratmıştır. Beslenmemiz için sebzeleri, meyveleri, hayvanları yaratan da Allah'tır. Bu sayede ekmek, süt, et ve birbirinden lezzetli sebzeleri ve meyveleri yeriz.
Allah içecek suyumuzun olması için de yağmuru yaratmıştır. Ayrıca tuzlu su olarak denizleri yaratan da Allah'tır. Denizlerdeki canlılar da bu sayede yaşarlar. Yağmurlar olmasaydı yeryüzünde ne tatlı ne tuzlu su olurdu. Su, yaşamımız için çok önemlidir. Çünkü biliyorsunuz ki insan susuz ancak birkaç gün yaşayabilir. Allah vücudumuzda da mikroplara karşı savaşan savunma sistemini yaratmıştır. Savunma sistemimiz sayesinde basit bir nezle mikrobu ile ölmemiz engellenmiştir.
Yine, Allah görebilmemiz için gözlerimizi, duyabilmemiz için kulaklarımızı, güzel kokuları koklamamız ve yemeklerin lezzetini tadabilmemiz için burnumuzu ve dilimizi yaratmıştır.
Buraya kadar saydıklarımız Allah'ın bize verdiği sayısız nimetlerden yalnızca birkaçıdır. Allah'ın bize verdiği nimetleri saymakla bitiremeyiz. Bize karşı çok şefkatli ve çok merhametli olan Allah bir Kuran ayetinde bizlere şöyle seslenmektedir:
SİZE HER İSTEDİĞİNİZ ŞEYİ VERDİ. EĞER ALLAH'IN NİMETİNİ SAYMAYA KALKIŞIRSANIZ, ONU SAYIP-BİTİRMEYE GÜÇ YETİREMEZSİNİZ. GERÇEK ŞU Kİ, İNSAN PEK ZALİMDİR, PEK NANKÖRDÜR.
(İBRAHİM SURESİ, 34)
Size her istediğiniz şeyi verdi. Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız, onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz. Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür. (İbrahim Suresi, 34)
Ayetten de anladığınız gibi, bu nimetlere nankörlük yapmak, yani herşeyi bize Allah'ın verdiğini unutmak, O'na teşekkür etmemek çok çirkin bir davranış olacaktır. Allah nankörlük yapanları sevmez.
Verdiği nimetlere karşılık Allah bizden en çok Kendisini sevmemizi ve Kendisine şükretmemizi, yani teşekkür etmemizi istemektedir. Rabbimiz bu emrini Kuran ayetlerinde şöyle bildirmektedir:
Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78)
Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin. (Nahl Suresi, 114)
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Müminun Suresi, 78)
Bir başka ayette ise iman edenlerin en çok Allah'ı sevdikleri şöyle anlatılmaktadır:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 165)
Gerçek şu ki, size de, annenize de, babanıza da, bütün insanlara ve canlılara da bakan, besleyen, büyüten, koruyan Allah'tır. Hepimiz O'na muhtacız. Saydıklarımızdan bu kadarını bile ne bizim, ne de anne babamızın yapması mümkün değildir. Öyleyse önce Allah'a güvenip O'nu sevmemiz gerekir.
Ayetten de anladığınız gibi, bu nimetlere nankörlük yapmak, yani herşeyi bize Allah'ın verdiğini unutmak, O'na teşekkür etmemek çok çirkin bir davranış olacaktır. Allah nankörlük yapanları sevmez.
Verdiği nimetlere karşılık Allah bizden en çok Kendisini sevmemizi ve Kendisine şükretmemizi, yani teşekkür etmemizi istemektedir. Rabbimiz bu emrini Kuran ayetlerinde şöyle bildirmektedir:
Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi. (Nahl Suresi, 78)
Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helal (ve) temiz olanlarını yiyin; eğer O'na kulluk ediyorsanız Allah'ın nimetine şükredin. (Nahl Suresi, 114)
O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz. (Müminun Suresi, 78)
Bir başka ayette ise iman edenlerin en çok Allah'ı sevdikleri şöyle anlatılmaktadır:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 165)
Gerçek şu ki, size de, annenize de, babanıza da, bütün insanlara ve canlılara da bakan, besleyen, büyüten, koruyan Allah'tır. Hepimiz O'na muhtacız. Saydıklarımızdan bu kadarını bile ne bizim, ne de anne babamızın yapması mümkün değildir. Öyleyse önce Allah'a güvenip O'nu sevmemiz gerekir.