faruk islam
Özel Üye
Cüz:3 Sure: 3 - Al-i İmran Suresi Ayet:61 Konu: Hakkı Kabul Etmeyenleri Lanetleşmeye Çağırmak بســـم الله الرحمن الرحيم فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةُ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ 61 - (Ey Muhammed!) Sana ilim geldikten sonra seninle kim onun (İsa'nın) hakkında tartışırsa de ki: "Geliniz! Çocuklarımızı ve çocuklarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım. Sonra (hep birlikte Bu ayetin nüzul sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır: Cabir İbni Abdullah (r.a) şöyle dedi: "Necran heyeti Medine'ye Rasulullah (s.a.s)'in yanına geldi. Onların içinde ileri gelenlerinden El Akıb (idarede ileri gelen) ve Es Seyyid (dinde ileri gelen) vardı. Rasulullah (s.a.s) onları İslam'a davet etti. Onlar ise Rasulullah (s.a.s)'e: "Bizler senden önce müslüman olduk." diye cevab verdiler. Rasulullah (s.a.s) onlara: "Sizler yalan söylüyorsunuz. İsterseniz sizin müslüman olmadığınızı ve müslüman olmanıza engel olan sebepleri size söyleyeyim?" dedi. Onlar da alay eder bir şekilde: "Haydi söyle!" dediler. Rasulullah (s.a.s): "Haçı sevmeniz, içki içmeniz ve domuz eti yemenizdir" buyurdu. Onlar kabule yanaşmayınca Rasulullah (s.a.s) onları mulaaneye (lanetleşmeye) çağırdı ve onlarla öğlen vaktinde lanetleşmek için sözleşti. Öğlen vakti gelince Rasulullah (s.a.s) Fatıma'yı, Ali'yi, Hasan ve Hüseyin'i alarak lanetleşmek için sözleştikleri yere geldi ve onları çağırdı. Fakat onlar lanetleşmeye gelmediler ve Rasulullah (s.a.s)'in kendilerinden istediği cizyeyi vermeyi kabul ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Beni hak ile gönderen Cabir (r.a) şöyle dedi: "Ali imran: 61 ayeti bu kimseler hakkında nazil olmuştur." (Ebi Naiym, İbni Merdeveyh, Hakim rivayet etti ve bu hadis için sahih dedi. Zehebi, Hakim'in görüşlerini kabul etti. Bu hadisi Ebu Davud Tayalisi Şa'bi'den mürsel olarak rivayet etti.) "Rasulullah (s.a.s) lanetleşmek için Ebu Bekir ve çocuklarını, Ömer ve çocuklarını, Osman ve çocuklarını, Ali ve çocuklarını beraberinde götürdü!" (İbni Asakir) Bu ayete mübahale ayeti ismi verilmiştir. Mübahale ise lanetleşmek için Lanetleşme: Karşılıklı iki tarafın, en sevdikleri kişileri toplayarak "Ey Muhammed! Senin İsa hakkında gösterdiğin bunca delilden sonra bu delilleri kabul etmeyip seninle tartışmak isteyenlerle tartışma! Çünkü bu tartışma hiçbir fayda sağlamaz. Fayda verecek bir tek yol kalmıştır. O da; onları lanetleşmeye çağırmandır. Onlara şöyle de: "Benim İsa hakkında söylediğim şeyler hak, sizinkiler ise batıldır. Siz yalan söylerek Hristiyan alimleri Rasulullah (s.a.s)'in hak rasul olduğunu ve söylediği şeylerin doğru olduğunu bildikleri için lanetleşmekten korktular. Bu meydan okuma karşısında donup kaldılar ve cizye vermeye razı oldular. Bu konuda şöyle bir rivayet vardır: Necran heyetinin ileri gelenlerinden El Akıb ve Es Seyyid lanetleşmek için Rasulullah (s.a.s)'e gelirken birbirlerine şöyle dediler: "Lanetleşmekten vazgeçelim. Eğer Muhammed bir nebi ise onunla lanetleşmeye girdiğimizde vallahi ne biz ne de bizden sonraki nesillerimiz felaha erer." Ve lanetleşmekten vazgeçip Rasulullah (s.a.s)'e şöyle dediler: "Senin istediğin cizyeyi vereceğiz. Bizimle beraber emin bir adam gönder. Güvenilir olmayan bir kişiyi bizimle gönderme." Rasulullah (s.a.s) onlara şöyle dedi: "Vallahi sizlerle en güvenilir ve emin adamlarımdan birini göndereceğim." Sonra Ebu Ubeyde İbni Cerrah'a bakarak: "Kalk" dedi. Ebu Ubeyde kalkınca Rasulullah (s.a.s) onlara: "İşte bu adam! O, bu ümmetin eminidir." dedi. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesei, İbni Mace) Bu ayet Rasulullah (s.a.s)'in rasul olduğunu gösteren bir delildir. Çünkü Rasulullah (s.a.s), hristiyanları lanetleşmeye çağırdığında onlar lanetleşmekten kaçındılar. Bu da onların Rasulullah (s.a.s)'in rasul olduğunu bildiklerini gösterir. Tebliğde Verilen Açık Deliller Her Zaman Etkili Olmayabilir: Bu ayet, insanların hakka bağlanmaları için ileri sürülen açık delilerin bazen yeterli olmayabileceğini göstermektedir. Hristiyanlar İsa (a.s) hakkında Rasulullah (s.a.s)'den önce yaklaşık yediyüz yıldan beri sapık bir inanca sahiptiler. Onlar İsa (a.s)'ın Rasulullah (s.a.s) onların bu inatçı tavırlarını görünce tartışmanın bir fayda sağlamayacağını anladı ve batıl üzerinde olduklarını ispat etmek için onları lanetleşmeye çağırdı. Fakat onlar lanetleşmeye de yanaşmadılar ve sapık inançları üzere yaşamaya devam ettiler. Bunun sebebi ise onların heva ve heveslerine uymaları, saltanatlarının ve mevkilerinin ellerinden gitmesinden korkmalarıdır. Zamanımızda da bu karaktere sahip insanlar çoktur. Bunlar sahip oldukları makam ve mevkilerini kaybetmemek için hakkı bildikleri halde bile bile reddederek batıl üzere yaşamaya devam ederler. Böyle kimselere ne Lanetleşmeye Sevilen Kişilerin Çağrılmasının Sebebi: Kişinin lanetleşmeye kendisiyle birlikte çocuklarını ve kadınlarını da getirmesinin sebebi; lanetleşilecek meselede karşı tarafa yapılan meydan okumanın daha etkili olması içindir. Çünkü insan fıtratında kişinin kendi nefsini, değer verdiği ve sevdiği kişiler için feda etme ve onları daha üstün tutma duygusu vardır. Kişi önemsiz şeyler sebebiyle sevdiklerinin başına birşey gelmesini istemez. Eğer kişi sevdiklerini ortaya koyarak bir şeyin doğruluğunu iddia ediyorsa bu, iddia edilen meselenin ne derece hak ve doğru olduğunu gösterir. Rasulullah (s.a.s)'in de hristiyanlarla lanetleşmek üzere beraberinde götürdüğü kimseler sevdiği ve değer verdiği kişilerdi. Bir rivayete göre bu kimseler; Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin, diğer bir rivayete göre ise; Ali, Ebu Bekir, Ömer ve Osman'dı. |
[TR]
[TD="class: smalltext, width: 85%"]
[/TR]