Adalet Ve Adaletle Hükmetmek Ile Ilgili Ayetler

BULUT

Aktif Üyemiz
Yönetici

Adalet ve Adaletle Hükmetmek ile ilgili ayetler​

AYET-İ KERiME
Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın. Aranızdan bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın ona öğrettiği şekilde yazmaktan geri durmasın. Borçlanan kimse borcu yazdırsın, Rabbi olan Allah’tan korksun ve (borçtan) hiçbir şey eksiltmesin. Şayet borçlanan, zayıf akıllı, (bedenen) zayıf ya da yazdırmaya güç yetiremeyen biriyse velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki şahit tutun. Şayet iki erkek bulamazsanız razı olduğunuz şahitlerden bir erkek ve iki kadını şahit tutun. (İki kadının bir erkek yerine geçmesinin hikmeti) biri unuttuğunda diğeri ona hatırlatsın diyedir. Şahitler şahitlik için çağırıldıklarında geri durmasınlar. Küçük olsun büyük olsun (borçlarınızı) yazmakta gevşeklik göstermeyin. (Her türlü borcu kayıt altına almanız) Allah katında şahitliğin en adili, en güçlüsü ve şüpheye düşmemeniz için en uygun olanıdır. Aranızda döndürdüğünüz (pazar, esnaflık, seyyar satıcılık gibi) sürekli olan (peşin) ticaretlerinizi yazmamanızda size bir günah yoktur. Alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazıcı ne de şahit zarar görsün. Şayet (şahitlik ve yazıcılıktan ötürü bu insanlara zarar verirseniz) bu sizin için fısk/günah olur. Allah’tan korkup sakının. Allah size öğretiyor. Allah, her şeyi bilendir.
(2/Bakara 282)

AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki Allah’ın ayetlerini inkâr eden, haksız yere nebileri öldüren ve insanlar arasından adaleti emredenleri öldüren kimseler var ya! Onları can yakıcı bir azapla müjdele!
(3/Âl-i İmran 21)

AYET-İ KERiME
Bunların dünya ve ahirette tüm amelleri boşa gitmiştir ve onların yardımcıları da yoktur.
(3/Âl-i İmran 22)

AYET-İ KERiME
Kendilerine Kitap’tan pay verilenlerin (hâlini) görmedin mi? Aralarında hükmetsin diye Allah’ın Kitabı’na çağrılıyorlar da sonra onlardan bir grup yüz çevirir hâlde (bu çağrıya) sırt dönüyor.
(3/Âl-i İmran 23)

AYET-İ KERiME
(Sapkınlıklarının nedeni) “Sayılı günler dışında ateş bize dokunmayacak.” demelerindendir. (Allah adına bilmeden) uydurdukları bu iftira, dinleri konusunda kendilerini aldattı.
(3/Âl-i İmran 24)

AYET-İ KERiME
(Vuku bulacağında) şüphe olmayan o gün için kendilerini topladığımızda (hâlleri) nice olur? Sonra her nefse kazandığı eksiksiz verilir; onlar zulme de uğramazlar.
(3/Âl-i İmran 25)

AYET-İ KERiME
Yetimler hakkında adil olamayacağınızdan korkarsanız, (yetim olmayan) kadınlardan hoşunuza giden iki, üç, dört (kadını) nikâhlayın. Şayet (kadınlar arasında) adaleti sağlayamayacağınızdan korkarsanız, bir eşle veya cariyelerinizle yetinin. Haksızlık yapmamanız için en uygun olan budur.
(4/Nisâ 3)

AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki Allah, emanetleri ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletli olmanızı size emreder. Allah, bununla sizlere ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah (işiten ve dualara icabet eden) Semi’, (her şeyi gören) Basîr’dir.
(4/Nisâ 58)

BİLGİ
Emanetler ehil kimselere verilmelidir. Bu emanetlerin başında da yöneticilik gelir. Yönetim, Allah’ın Kitabı’nı bilen, şeriatla yönetecek iradeye sahip ve Allah’ın (cc) hükümlerine boyun eğmiş yöneticilere teslim edilmelidir.

AYET-İ KERiME
İnsanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin diye bu Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma!
(4/Nisâ 105)

NOT
Kur’ân’ın indiriliş gayesi şu ayetlerde açıklanmıştır: İnsanlar arasındaki ihtilafı gidermek (2/Bakara, 213), anayasa kabul edilip insanlar arasında onunla hükmetmek (4/Nisâ, 105), müminleri onunla müjdeleyip kâfirleri korkutmak (19/Meryem, 97), tüm varlığı uyarmak ve Allah’ın (cc) hücceti olması (6/En’âm, 19; 25/Furkân, 1), ayetleri üzerinde düşünülüp öğüt alınması (38/Sâd, 29), insanları Allah’ı birlemeye ve yalnızca O’na ibadete sevk etmesi (11/Hûd, 1-2), insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak (14/İbrahîm, 1), müminleri sebat ettirmek ve onlara yol göstermek (16/Nahl, 102), müminlere şifa ve rahmet olması (17/İsrâ, 82)...

AYET-İ KERiME
Ey iman edenler! Sizin, ebeveyninizin veya yakın akrabalarınızın aleyhine dahi olsa Allah için adaleti ayakta tutan (adil) şahitler olun. (Şahitlik yaptığınız) zengin ya da fakir olursa (zenginlik ve fakirliğe göre değerlendirmeyin.) (Şahitlik yaparken) Allah(ın hakkını gözetmeniz) daha evladır. Hevaya tabi olup adaletsizlik yapmayın. Şayet lafı ağzınızda geveler ya da (adaletten) yüz çevirirseniz şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
(4/Nisâ 135)

AYET-İ KERiME
Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan adaletli şahitler olun. Bir kavme olan öfkeniz/kininiz, sizi adaletsizlik yapmaya sevk etmesin. Adaletli olun! O, takvaya daha yakındır. Allah’tan korkup sakının. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
(5/Mâide 8)

AYET-İ KERiME
Onlar yalana kulak veren, rüşvet/haram yiyenlerdir. Şayet sana gelirlerse onların arasında hükmet ya da onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Şayet hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Şüphesiz ki Allah, adil olanları sever.
(5/Mâide 42)

AYET-İ KERiME
(Yine) de ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi doğrultun ve dininizi yalnızca O’na halis kılarak O’na dua edin. Sizi ilk yaratan O olduğu gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
(7/A'râf 29)

AYET-İ KERiME
Musa’nın kavminden öyle bir topluluk vardır ki; hakka çağırır ve hakla hükmederler.
(7/A'râf 159)

AYET-İ KERiME
Bizim yarattıklarımız içinde öyle bir topluluk vardır ki; hakka çağırır ve hakla hükmederler (veya hak/vahiy ile rehberlik eder ve onunla adaleti sağlarlar).
(7/A'râf 181)

AYET-İ KERiME
Şu iki adamı da örnek verdi: Dilsiz, hiçbir şeye gücü yetmeyen, sahibine yük, ne iş verilse (eline yüzüne bulaştıran) hayırlı bir sonuç getirmeyen biriyle; adaletle emreden ve dosdoğru yol üzere olan kimse bir olur mu hiç?
(16/Nahl 76)

NOT
Allah’ın dışında ibadet edilen varlıklar, kullarına yol gösteremez, onları irşad edemezler. Yüce Allah ise, kullarına adaleti emreder ve onları dosdoğru yola hidayet eder.

AYET-İ KERiME
Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği, yakın akrabaya vermeyi emreder. Fuhşiyatı, münkeri ve (başkalarının hakkını çiğneyecek) taşkınlığı yasaklar. Düşünüp hatırlayasınız diye size öğüt verir.
(16/Nahl 90)

AYET-İ KERiME
Allah’ın (öldürülmesini) haram kıldığı canı, (şeriatın meşru kabul ettiği bir) hak olmadıkça öldürmeyin. Kim de mazlum olarak öldürülürse, muhakkak ki onun velisine (kısas) yetkisi vermişizdir. Öyleyse o da öldürmede/kısasta ölçüsüz davranmasın/aşırı gitmesin. Çünkü ona yardım edilmiştir.
(17/İsrâ 33)

AYET-İ KERiME
Adalet terazilerini Kıyamet Günü için kurarız. Hiç kimseye zulmedilmez. Hardal tanesi ağırlığında (basit bir şey dahi) olsa onu getiririz. Hesap sorucu olarak biz yeteriz.
(21/Enbiyâ 47)

AYET-İ KERiME
(Evlatlıkları) babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında adalete en uygun olandır. Şayet babalarını bilmiyorsanız, dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Hata olarak yaptıklarınızda size bir günah yoktur. Lakin (günah), kalplerinizin taammüden/kasten yaptığıdır. Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.
(33/Ahzâb 5)

AYET-İ KERiME
Ey Davud! Seni yeryüzünde halife kıldık. (Öyleyse) insanlar arasında hak ile hükmet. Sakın hevaya/arzuya uyma, yoksa seni, Allah’ın yolundan saptırır. Hiç şüphesiz, Allah’ın yolundan sapanlara, Hesap Günü'nü unuttukları için çetin bir azap vardır.
(38/Sâd 26)

AYET-İ KERiME
Sen (tevhide) davet et. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına/arzularına uyma. Ve de ki: “Ben, Allah’ın indirdiği tüm Kitaplara iman ettim. Sizin aranızda adaletle (hükmetmekle) emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda hüccet (karşılıklı delil getirip tartışmak) yoktur. (Çünkü hak, apaçık ortadadır.) Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş O’nadır."
(42/Şûrâ 15)

NOT
Tevhidlerine şirk bulaştırmış ve dinlerinde ayrılığa düşmüş toplumlarda, insanlık için en faydalı hizmet, gereksiz tartışmalardan kaçınarak tevhide davettir. Tevhid; batıl din ve uydurulmuş hurafelerin insanlarda oluşturduğu kuşku, tereddüt, güvensizlik hastalıklarına şifa olacak kurtuluş reçetesidir. Ehl-i Kitab’ın, insanları “dinde ayrılıkla” felakete sürüklediği bir dönemde, tevhide davetin emredilip tartışmanın yasaklanması, günümüz muvahhidlerine de yol göstermektedir.

AYET-İ KERiME
Göğü yükseltti ve mizanı (adaleti insanlar arasında bir ölçü olarak) koydu.
(55/Rahmân 7)

AYET-İ KERiME
Andolsun ki, resûllerimizi apaçık (delillerle) gönderdik. İnsanlar adaleti ayakta tutsunlar diye onlarla beraber Kitab’ı ve mizanı (adalet ölçüsünü) indirdik. (Ayrıca) kendisinde çetin bir güç ve insanlar için faydalar bulunan demiri indirdik. Ta ki Allah, kimlerin gaybta (onu görmedikleri hâlde) Allah’a ve resûllerine yardım edeceğini açığa çıkarıp ayırsın. Şüphesiz ki Allah, (güç ve kuvvet sahibi olan) Kaviy, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz’dir.
(57/Hadîd 25)

AYET-İ KERiME
Allah, sizinle dininizden dolayı savaşmamış ve sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara, iyilik yapmanızı ve adaletli davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah, adaletli olanları sever.
(60/Mümtehine 8)


Adâlet nedir? Adâlet, meyve ağaçlarını sulamaktır. Zulüm nedir? Dikenleri sulamaktır. Adâleti bilmeyen kişi, kurt yavrusunu emziren keçiye benzer (ki besleyip büyüttüğü zâlim, gün gelir onu da paramparça eder.)”

Adâlet sahibi ve adâletin tâ kendisi mânâlarına gelen “el-Adl” ism-i şerîfi, Allah Teâlâ’nın esmâ-i hüsnâʼsındandır. (Tirmizî, Deavât, 82/3507)

ADÂLETİN ÖNEMİ NEDİR?

Kur'ân-ı Kerim
Kur'ân-ı Kerim
Adâlet o kadar mühimdir ki ona riâyet eden kimse, kâfir bile olsa dünyada madden yükselir ve öne geçer.

Adâlete muhâlif davranan kişi de mü’min bile olsa dünyada geri kalır, maddî ve mânevî sıkıntıların zebûnu olur.

Âhirette de ayrıca adâletsizliği sebebiyle azâba dûçâr olur. Nitekim “Küfr ile pâyidâr olunur, fakat zulm ile olunmaz!” denilmiştir.

Adâlet ortadan kalktığında, dünya üzerinde hak, hukuk, insaf ve dengeden bahsetmek mümkün olmaz.

Târih boyunca insanlar zulme sapıp toplumda işler çığırından çıkmaya başladıkça Cenâb-ı Hak, adâleti ikāme etmek için peygamberler göndermiştir.

Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

AYET-İ KERiME
“Ey îmân edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan; kendiniz, anne babanız ve akrabanızın aleyhinde bile olsa Allah için şâhitlik yapan kişiler olun! (Haklarında şâhitlik yaptığınız kişilerin) zengin veya fakir olmasına bakmayın, zira Allah onlara (sizden) daha yakındır. Nefsin arzularına tâbî olmayın ki haktan dönmeyesiniz ve adâlet üzere hareket edebilesiniz! (Şâhitliği) eğip büker yahut ondan tamamen yüz çevirirseniz, (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”
(en-Nisâ, 135)


Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Kıyâmet gününde insanların Allah Teâlâ’ya en sevgili olanı ve O’na en yakın yerde bulunanı, adâletli idârecidir. Kıyâmet gününde insanların Allah Teâlâ’ya en sevimsiz olanı ve O’na en uzak mesâfede bulunanı da zâlim idârecidir.” (Tirmizî, Ahkâm, 4/1329; Nesâî, Zekât, 77)
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Allah razı olsun, adalet ile ilgili ne güzel, ayeti kerimler varmış... Teşekkür ediyorum... Bu bilgiler için...
 
Üst Alt