ceylannur
Yeni Üyemiz
“açık”ça hapsedilmek…
Sadece gözlerin gördüğü kadar var olmayı olur da bir gün reddederseniz, bedeninizin çeperlerinden taşan, cinsiyetinizin duvarlarını aşan “nur”unuzu fark edersiniz. Sadece gözleri “açık” olanların gönlünde “açık açık” yer edinemeyeceğinizi, aslında onların açık ya da kapalı bir gönülleri de olmadığını fark ederseniz, “açık”ça ve alçakça tasarlanmış hapsin darlığından yakınmaya başlarsınız. Sadece gözlerin yağmaladığı tezgâhlarda yer edinmek için çabaladığınızı görürseniz, kişiliğinizin dişiliğinize indirgendiğini, dişiliğinizin de bedeninizin şehvet ürete(bile)n parçalarına dağıtıldığını fark edip aslında hiçbir zaman adam yerine konulmadığınızı anlarsınız. Sadece gözün gördüğüne “açık” olmanızın, her şeyi şehvetinin aracı haline getirmeyi hedefleyen erkeklerin tanımladığı sığ bir varoluşun cenderesinde ezilmeniz demek olduğunu anlarsanız, “tesettür”ün kadınlardan önce erkeklere emredildiğini okursunuz. [Bak, Nûr Sûresi, 30]
Erkek bakışlarının ateşi yakılmasaydı baştan, dişiler “bakılmak” için yanıp tutuşmaz; bakışların ateşine pervane olmazlardı ki…
Senai Demirci