-abdülhamid han'in hatiralarindan-

fahrettin tırınk

Site İmamı
Abdülhamid Han'ın uzun yıllar mabeyn katipliğini yapmış Tahsin Paşa, hatıralarında anlatıyor:

-Bir akşamdı. Mabeynde nöbetçi olarak ben kalmıştım. Gelen mektup, telgraf, rapor ve tezkerelerin listesini tertipleyip huzura çıkmak üzereyken bir telgraf geldi. İstanbul’da Laleli postanesi memurlarından birinin Yıldız’a çektiği bu telgrafta, karısının o gece doğum yapacağı, doğumun çok zor olacağına dair doktorlar tarafından dikkat işareti verildiği, elinde hiçbir vasıta bulunmadığı ve Merhamet-i Şahaneye sığındığını bildiriyordu. Bu telgrafa kıymet vermedim ve onu listeye almadım. Huzurda Padişah, adeti icabı her şeyi ayrı ayrı gözden geçirdikten sonra ilave etti:

-Başka bir şey var mı?

Telgrafı söyledim ve arza değmeyeceğini düşünerek listeye almadığımı arz ettim. Emir verdi:

—Hemen getiriniz.

Getirdim... Dikkatle okudu ve derhal mutehassis bir tabip ve bir yaverle doğru Laleli'ye giderek doğumu kontrol altına almalarını, benim de kendilerine refakat etmemi ferman etti.

Gittik ve işimizi bitirip sabaha karşı döndük. Bir de ne görelim?! Hünkar, bahçe üzerindeki odasında, ışıkları açık, cama vurarak bizi çağırmıyor mu? Sabaha kadar uyumayıp bizi beklediğini anladık. Neticeyi sordu. Doğumun zor olduğunu, fakat müdahaleyle kadının kurtulduğunu, çocuğa 'Abdulhamid' isminin verildiğini, 'ihsan-i Şahane’nin de aile reisine teslim edildiğini ve adamın ağlayarak ömür ve devletlerine dua ettiğini anlattım. Bizi ayakta dinledi, sadece rahatladığını gösteren bir 'oh' çekti ve sabah namazına durdu.
İşte büyük devlet adamlarının küçük gibi görünen hadislere büyük bakışı.. Ulu Hakan 'da kendine yakışanı yapmış.. Ecdadımızla gurur duymalıyız...
 

VuSLaT

Yönetim
Yönetici
Allah cc. razı olsun kıymetli hocam.çok güzel bir konu ve ilk defa duyuyorum:):gül:gül
 
Üst Alt