Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Fidye parası, mirâsın üçde birini aşarsa, vârisler izn vermedikçe, velî üçde birden fazlasını sarf edemez. (Kınye) kitâbında diyor ki, bütün ömrünün namâzları için malının üçde birinin verilmesini vasıyyet eden meyyitin, borcu da olsa, alacaklısı, vasıyyetin yapılmasına izn verse de, vasıyyetin yapılması câiz olmaz. Çünki, islâmiyyet, önce borcun ödenmesini emr etmekdedir. Borcu ödemek, alacaklının râzı olması ile sonraya bırakılamaz.
Bütün namâzların iskât edilmesi için vasıyyet eden kimsenin kaç yaşında öldüğü bilinmiyorsa, bırakdığı mîrâsın üçde biri, namâzlarının iskâtına yetişmediği zemân, bu vasıyyet câiz olur. Mîrâsın üçde biri, iskât için yetişir ve artarsa, bu vasıyyeti câiz olmaz, bâtıl olur. Çünki, malın üçde biri, iskâta yetişmediği zemân, üçde biri ile, iskât edilecek namâzların sayısı belli olduğundan, vasıyyeti bu namâzlar için sahîh olur. Geri kalan namâzları için olan vasıyyeti lağv, ya’nî boş lâf olur. Üçde biri, çok olduğu zemân, ömrü ve dolayısı ile namâz sayısı belli olmadığı için, vasıyyeti bâtıl olur.
Namâz iskâtı için vasıyyet eden meyyitin hiç malı yoksa veyâ üçde biri, vasıyyete yetişmiyorsa veyâ hiç vasıyyet etmemiş olup, velî kendi malı ile iskât yapmak istiyorsa, (Devr) yapar. Fekat velî devr yapmağa mecbur değildir. Devr yapmak için, velî, bir aylık veyâ bir senelik iskât için lâzım olan altın liralık veyâ beşibiryerde veyâ bilezik, yüzük veyâ gümüş geçer para ödünç alır. Meyyit erkek ise, yaşından oniki sene, kadın ise dokuz sene düşerek, kaç sene borcu olduğunu hesâblar. Bir günlük altı namâz için, on kilo, bir güneş yılı için, üçbinaltıyüzaltmış kilo buğday vermek lâzımdır. Meselâ bir kilo buğday yüzseksen kuruş olduğu zemân, bir senelik namâz iskâtı altıbinbeşyüzseksensekiz veyâ kısaca altıbinaltıyüz lira olur. Bir altın lira [yedi gram ve yirmi santigram olup] yüzyirmi lira olduğu zemân, bir senelik namâz iskâtı için ellibeş veyâ ihtiyâtlı olarak altmış altın lâzım olur. Meyyitin velîsi beş altın ödünç alsa ve dünyâya düşkün olmayan, dînini bilen ve seven birkaç, meselâ dört fakîr bulsa: [Bunların fıtra veremiyecek, ya’nî sadaka alacak fakîr olmaları şartdır. Fakîr olmazlar ise, iskât kabûl olmaz]. Meyyitin velîsi, ya’nî vasıyyet etdiği kimse veyâ vârislerinden biri veyâ bunlardan birinin vekîl etdiği kimse, (Merhûm.......... efendinin iskâtı salâtı için, bedel olarak, bu beş altını sana verdim) diyerek, beş altını birinci fakîre sadaka niyyet ederek verir. Sonra fakîr, (Aldım kabûl etdim. Sana hediyye etdim) diyerek bunu vârise veyâ vârisin vekîline hediyye eder ve vâris teslîm alır. Sonra, yine buna veyâ ikinci fakîre verir ve hediyye olarak ondan geri teslîm alır. Böylece, aynı fakîre dört kerre veyâ dört fakîre birer kerre verip ve almakla bir devr olur. Bir devrde, yirmi altınlık namâz keffâreti iskât edilmiş olur. Meyyit erkek ve altmış yaşında ise, kırksekiz senelik namâz için 48 x 60 = 2880 altın vermek lâzım olur. Bunun için de, 2880 : 20 = 144 kerre devr yapar. Altın adedi on ise, 72 devr; Altın adedi yirmi ise, 36 devr yapar. Fakîr adedi on ve altın adedi de on ise, 48 senelik namâz keffâretinin iskâtı için, yirmidokuz devr yapar. Çünki:
Namâz kılmadığı yıllar x bir yıllık altın sayısı=fakîr sayısı x devr eden altın sayısı x devr sayısıdır. Misâlimizde yaklaşık olarak: 48 x 60 = 4 x 5 x 144 = 4 x 10 x 72 = 4 x 20 x 36 = 10 x 10 x 29
Görülüyor ki, namâz iskâtında, devr sayısını bulmak için, bir yıllık altın sayısı ile meyyitin namâz borcu yılı çarpılır. Ayrıca, devr olunan altın sayısı ile, fakîr sayısı da çarpılır. Birinci çarpım, ikinci çarpıma bölünür. Bölüm, devr sayısı olur. Buğdayın ve altının kâğıd lira değerleri her zemân yaklaşık olarak aynı oranda değişmekdedir.
Bütün namâzların iskât edilmesi için vasıyyet eden kimsenin kaç yaşında öldüğü bilinmiyorsa, bırakdığı mîrâsın üçde biri, namâzlarının iskâtına yetişmediği zemân, bu vasıyyet câiz olur. Mîrâsın üçde biri, iskât için yetişir ve artarsa, bu vasıyyeti câiz olmaz, bâtıl olur. Çünki, malın üçde biri, iskâta yetişmediği zemân, üçde biri ile, iskât edilecek namâzların sayısı belli olduğundan, vasıyyeti bu namâzlar için sahîh olur. Geri kalan namâzları için olan vasıyyeti lağv, ya’nî boş lâf olur. Üçde biri, çok olduğu zemân, ömrü ve dolayısı ile namâz sayısı belli olmadığı için, vasıyyeti bâtıl olur.
Namâz iskâtı için vasıyyet eden meyyitin hiç malı yoksa veyâ üçde biri, vasıyyete yetişmiyorsa veyâ hiç vasıyyet etmemiş olup, velî kendi malı ile iskât yapmak istiyorsa, (Devr) yapar. Fekat velî devr yapmağa mecbur değildir. Devr yapmak için, velî, bir aylık veyâ bir senelik iskât için lâzım olan altın liralık veyâ beşibiryerde veyâ bilezik, yüzük veyâ gümüş geçer para ödünç alır. Meyyit erkek ise, yaşından oniki sene, kadın ise dokuz sene düşerek, kaç sene borcu olduğunu hesâblar. Bir günlük altı namâz için, on kilo, bir güneş yılı için, üçbinaltıyüzaltmış kilo buğday vermek lâzımdır. Meselâ bir kilo buğday yüzseksen kuruş olduğu zemân, bir senelik namâz iskâtı altıbinbeşyüzseksensekiz veyâ kısaca altıbinaltıyüz lira olur. Bir altın lira [yedi gram ve yirmi santigram olup] yüzyirmi lira olduğu zemân, bir senelik namâz iskâtı için ellibeş veyâ ihtiyâtlı olarak altmış altın lâzım olur. Meyyitin velîsi beş altın ödünç alsa ve dünyâya düşkün olmayan, dînini bilen ve seven birkaç, meselâ dört fakîr bulsa: [Bunların fıtra veremiyecek, ya’nî sadaka alacak fakîr olmaları şartdır. Fakîr olmazlar ise, iskât kabûl olmaz]. Meyyitin velîsi, ya’nî vasıyyet etdiği kimse veyâ vârislerinden biri veyâ bunlardan birinin vekîl etdiği kimse, (Merhûm.......... efendinin iskâtı salâtı için, bedel olarak, bu beş altını sana verdim) diyerek, beş altını birinci fakîre sadaka niyyet ederek verir. Sonra fakîr, (Aldım kabûl etdim. Sana hediyye etdim) diyerek bunu vârise veyâ vârisin vekîline hediyye eder ve vâris teslîm alır. Sonra, yine buna veyâ ikinci fakîre verir ve hediyye olarak ondan geri teslîm alır. Böylece, aynı fakîre dört kerre veyâ dört fakîre birer kerre verip ve almakla bir devr olur. Bir devrde, yirmi altınlık namâz keffâreti iskât edilmiş olur. Meyyit erkek ve altmış yaşında ise, kırksekiz senelik namâz için 48 x 60 = 2880 altın vermek lâzım olur. Bunun için de, 2880 : 20 = 144 kerre devr yapar. Altın adedi on ise, 72 devr; Altın adedi yirmi ise, 36 devr yapar. Fakîr adedi on ve altın adedi de on ise, 48 senelik namâz keffâretinin iskâtı için, yirmidokuz devr yapar. Çünki:
Namâz kılmadığı yıllar x bir yıllık altın sayısı=fakîr sayısı x devr eden altın sayısı x devr sayısıdır. Misâlimizde yaklaşık olarak: 48 x 60 = 4 x 5 x 144 = 4 x 10 x 72 = 4 x 20 x 36 = 10 x 10 x 29
Görülüyor ki, namâz iskâtında, devr sayısını bulmak için, bir yıllık altın sayısı ile meyyitin namâz borcu yılı çarpılır. Ayrıca, devr olunan altın sayısı ile, fakîr sayısı da çarpılır. Birinci çarpım, ikinci çarpıma bölünür. Bölüm, devr sayısı olur. Buğdayın ve altının kâğıd lira değerleri her zemân yaklaşık olarak aynı oranda değişmekdedir.