Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Müslimân, namâzı Allahü teâlânın emri olduğu için kılar. Rabbimizin emrlerinde birçok hikmet, fâide vardır. Yasaklarında da birçok zararların olduğu muhakkakdır. Bu fâide ve zararların bir kısmı bugün tıp mütehassıslarınca tesbît edilmiş durumdadır. İslâmiyyetin sağlığa verdiği önemi, hiçbir din ve düşünce vermemişdir. Dînimiz, ibâdetlerin en üstünü olan namâzı, ömrümüzün sonuna kadar kılmayı emr etmişdir. Namâz kılan, sağlık için olan fâidelerine de elbette kavuşur. Namâzın sağlık yönünden sağladığı fâidelerden ba’zıları şunlardır:
1-Namâzda yapılan hareketler yavaş olduğundan kalbi yormaz ve günün muhtelif sâatlerinde olduğu için insanı devâmlı dinç tutar.
2-Günde başını seksen def’a yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak fazla kan ulaşır. Bu yüzden beyin hücreleri iyice beslendiğinden hâfıza ve şahsiyet bozukluklarına, namâz kılanlarda çok daha az rastlanır. Bu insanlar dahâ sağlıklı bir ömür geçirirler. Bugün tıpta “demans senil” denilen bunama hastalığına uğramazlar.
3-Namâz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip-doğrulmakdan ötürü dahâ kuvvetli kan deverânına mâlik olur.
1-Namâzda yapılan hareketler yavaş olduğundan kalbi yormaz ve günün muhtelif sâatlerinde olduğu için insanı devâmlı dinç tutar.
2-Günde başını seksen def’a yere koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak fazla kan ulaşır. Bu yüzden beyin hücreleri iyice beslendiğinden hâfıza ve şahsiyet bozukluklarına, namâz kılanlarda çok daha az rastlanır. Bu insanlar dahâ sağlıklı bir ömür geçirirler. Bugün tıpta “demans senil” denilen bunama hastalığına uğramazlar.
3-Namâz kılanların gözleri, muntazam olarak eğilip-doğrulmakdan ötürü dahâ kuvvetli kan deverânına mâlik olur.