HASAN CAN
Active member
ABDEST BAHSİ Abdestin farzları hanefîde dört, mâlikîde yedi, şâfi’îde ve hanbelîde altıdır. Hanefîde:
1- Yüzünü yıkamak.
2- Kolları dirsekleri ile birlikde yıkamak.
3- Başının dört bölükden bir bölümüne mesh etmek.
4- Ayaklarını topuk kemikleri ile birlikde yıkamak.
Ve dahî, abdest dört nev’dir: Biri farz, biri vâcib, biri sünnet, biri mendûbdur.
Farz olanı, dörtdür: Mushaf-ı şerîfi tutabilmek için ve beş vakt nemâz kılmak için ve cenâze nemâzı kılmak için ve tilâvet secdesi etmek için abdest almak.
Vâcib olanı: Ziyâret tavâfı etmek için abdest almak.
Sünnet olan: Ezberden Kur’ân okumak için ve kabristân ziyâreti için ve guslden evvel abdest almak.
Mendûb olanı, uykuya yatdıkda ve uykudan kalkdıkda, yalan ve gîbet söyledikde ve şehveti tahrik edici çalgı dinledikde bu şeylere tevbe ve istigfâr edip, abdest almak mendûbdur.
Ve dahî, ilm meclisine giderken abdestli gitmek ve abdest aldıkdan sonra, abdestsiz câiz olmayan bir işi işlediyse [Meselâ nemâz kıldıysa] abdestli iken, tekrâr abdest almak mendûbdur. Eğer işlemediyse, abdestli iken abdest almak mekrûhdur.
SULARA DÂİR Sular dört nev’dir: Mâ-i mutlak, mâ-i mukayyed, mâ-i meşkük, mâ-i müsta’mel.
1- Mâ-i mutlak, yağmur suyu, deniz suyu, akar pınar suyu ve kuyu suyu. Bu sular, murdar olanı pâk eder. Ne işlesen olur.
2- Mâ-i mukayyed, kavun suyu, karpuz suyu, asma suyu, çiçek suyu ve bunların benzerleri.
Bu sular, murdarı pâk eder, ammâ abdest ve gusl için kullanılmaz.
3- Mâ-i meşkük, himârın ve anası himâr olan katırın içdiği suyun artığına derler.
Bu su ile, hem abdest ve hem gusl câiz olur. Her hangisini evvel ederse, eder, muhayyerdir.
4- Mâ-i müsta’mel, yere düşen midir, yoksa bedenden ayrılan mıdır? Bunda ihtilâf vardır. Esah olanı bedenden ayrılandır. Ve bunda dahî, üç kavl vardır. İmâm-ı a’zama göre “rahime-hullahü teâlâ” necâset-i galîzadır.
1- Yüzünü yıkamak.
2- Kolları dirsekleri ile birlikde yıkamak.
3- Başının dört bölükden bir bölümüne mesh etmek.
4- Ayaklarını topuk kemikleri ile birlikde yıkamak.
Ve dahî, abdest dört nev’dir: Biri farz, biri vâcib, biri sünnet, biri mendûbdur.
Farz olanı, dörtdür: Mushaf-ı şerîfi tutabilmek için ve beş vakt nemâz kılmak için ve cenâze nemâzı kılmak için ve tilâvet secdesi etmek için abdest almak.
Vâcib olanı: Ziyâret tavâfı etmek için abdest almak.
Sünnet olan: Ezberden Kur’ân okumak için ve kabristân ziyâreti için ve guslden evvel abdest almak.
Mendûb olanı, uykuya yatdıkda ve uykudan kalkdıkda, yalan ve gîbet söyledikde ve şehveti tahrik edici çalgı dinledikde bu şeylere tevbe ve istigfâr edip, abdest almak mendûbdur.
Ve dahî, ilm meclisine giderken abdestli gitmek ve abdest aldıkdan sonra, abdestsiz câiz olmayan bir işi işlediyse [Meselâ nemâz kıldıysa] abdestli iken, tekrâr abdest almak mendûbdur. Eğer işlemediyse, abdestli iken abdest almak mekrûhdur.
SULARA DÂİR Sular dört nev’dir: Mâ-i mutlak, mâ-i mukayyed, mâ-i meşkük, mâ-i müsta’mel.
1- Mâ-i mutlak, yağmur suyu, deniz suyu, akar pınar suyu ve kuyu suyu. Bu sular, murdar olanı pâk eder. Ne işlesen olur.
2- Mâ-i mukayyed, kavun suyu, karpuz suyu, asma suyu, çiçek suyu ve bunların benzerleri.
Bu sular, murdarı pâk eder, ammâ abdest ve gusl için kullanılmaz.
3- Mâ-i meşkük, himârın ve anası himâr olan katırın içdiği suyun artığına derler.
Bu su ile, hem abdest ve hem gusl câiz olur. Her hangisini evvel ederse, eder, muhayyerdir.
4- Mâ-i müsta’mel, yere düşen midir, yoksa bedenden ayrılan mıdır? Bunda ihtilâf vardır. Esah olanı bedenden ayrılandır. Ve bunda dahî, üç kavl vardır. İmâm-ı a’zama göre “rahime-hullahü teâlâ” necâset-i galîzadır.