Müntehâsı, ikisinin de onbeş yaşdır. Onbeş yaşını ikmâl edince bâlig sayılırlar.
Oniki ve dokuz yaşlarını doldurup da, bâlig olmamış çocuğa (Mürâhık) denir.)
66 — NEMÂZIN VÂCİBLERİ, SECDE-İ SEHV
Fâtiha okumak, Fâtihadan sonra bir sûre veyâ âyet okumak, Fâtihayı ve zamm-ı sûreyi farzların birinci ve ikinci rek’atlerinde, vâcib ve sünnetlerin her rek’atinde okumak, secdeleri birbiri ardınca yapmak, ikinci rek’atde teşehhüd mikdârı oturmak, son rek’atde otururken, (Ettehıyyâtü) okumak, rükü’da ve iki secdede ta’dîl-i erkân, [ya’nî sübhânallah diyecek kadar hareketsiz durmak vâcib, dahâ çok durmak sünnetdir], kavmede ve celsede tumânînet [sübhânallah diyecek kadar durmak], nemâz sonunda esselâmü... demek, kunût düâsı okumak, imâmın, sabâh, Cum’a, bayram, terâvîh, vitr nemâzlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rek’atinde yüksek sesle okuması, imâmın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde hafîf sesle okumaları vâcibdir. (Bezzâziyye)de diyor ki, (Hafîf sesle okuyanı bir iki kişinin işitmesi mekrûh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demekdir).
Nemâzın vâciblerinden birini bilerek yapmamak, nemâzı bozmaz. Fekat günâh olur. Unutarak yapmıyan, (Secde-i sehv) eder. Farzın ilk iki rek’atinde, (Zamm-ı sûre)yi unutan, üçüncü ve dördüncü rek’atlerde okuyup, sonra secde-i sehv yapar. Kırâeti unutduğunu rükü’da hâtırlarsa, hemen kalkıp kırâeti ve sonra rükü’u yapar. Bir farzı ve vâcibi, vaktinden önce veyâ sonra yapan da, secde-i sehv eder. Meselâ, zamm-ı sûrenin bir parçasını rükü’da okuyana, ettehıyyâtüden sonra az birşey okuyarak, üçüncü rek’ati gecikdirene, imâm yüksek sesle okuyacak yerde, hafîf sesle okursa ve hafîf sesle okuyacak yerde yüksek sesle okursa, secde-i sehv yapmak lâzım olur. İmâmın yüksek sesle okuması vâcib olan yerleri, yalnız kılanın yüksek sesle de, hafîf sesle de, okumaları câizdir. Birkaç kerre secde-i sehv îcâb etse, bir kerre yapmak yetişir. İmâm ile berâber, cemâ’at de secde-i sehv yapar. Cemâ’atden biri hatâ yaparsa, secde-i sehv yapmaz. Cemâ’ate, birinci rek’atden sonra yetişen kimse, imâm ile secde-i sehv yapdıkdan sonra, nemâzını temâmlar. Oturmağı unutup, üçüncü rek’ate kalkarken hâtırlayan bir kimse, dizleri yerden ayrıldıkdan sonra ise, oturmaz, secde-i sehv eder. Son rek’atde oturmayıp ayağa kalkarsa, secde etmeden hâtırladı ise, hemen oturur ve oturmağı gecikdirdiği için, secde-i sehv eder. Secdeye inince hâtırladı ise, farz nemâzı, nâfile şekline döner. Bir rek’at dahâ kılıp, altıncı rek’ate oturarak temâmlar. Dördüncü rek’atde teşehhüd mikdârı oturup, selâm vermeden beşinciye kalkarsa, secdeye yatmadan hâtırladı ise, oturup teşehhüdde okumadıklarını okuyup selâm verir ve secde-i sehv yapar. Secdeye yatdı ise, altıncı rek’ati de temâmlayıp, secde-i sehv yapar. Farzı temâm etmiş olur. İki rek’ati de nâfile olur. Fekat, bu iki rek’at, öğle, akşam ve yatsının son sünneti yerine geçmez denildi. Çünki, sünnetlere tahrîme tekbîri ile başlanır. İmâm secde-i sehv yaparken de, câmi’e gelip, uymak câizdir.
Oniki ve dokuz yaşlarını doldurup da, bâlig olmamış çocuğa (Mürâhık) denir.)
Fâtiha okumak, Fâtihadan sonra bir sûre veyâ âyet okumak, Fâtihayı ve zamm-ı sûreyi farzların birinci ve ikinci rek’atlerinde, vâcib ve sünnetlerin her rek’atinde okumak, secdeleri birbiri ardınca yapmak, ikinci rek’atde teşehhüd mikdârı oturmak, son rek’atde otururken, (Ettehıyyâtü) okumak, rükü’da ve iki secdede ta’dîl-i erkân, [ya’nî sübhânallah diyecek kadar hareketsiz durmak vâcib, dahâ çok durmak sünnetdir], kavmede ve celsede tumânînet [sübhânallah diyecek kadar durmak], nemâz sonunda esselâmü... demek, kunût düâsı okumak, imâmın, sabâh, Cum’a, bayram, terâvîh, vitr nemâzlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rek’atinde yüksek sesle okuması, imâmın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rek’atlerinde hafîf sesle okumaları vâcibdir. (Bezzâziyye)de diyor ki, (Hafîf sesle okuyanı bir iki kişinin işitmesi mekrûh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demekdir).
Nemâzın vâciblerinden birini bilerek yapmamak, nemâzı bozmaz. Fekat günâh olur. Unutarak yapmıyan, (Secde-i sehv) eder. Farzın ilk iki rek’atinde, (Zamm-ı sûre)yi unutan, üçüncü ve dördüncü rek’atlerde okuyup, sonra secde-i sehv yapar. Kırâeti unutduğunu rükü’da hâtırlarsa, hemen kalkıp kırâeti ve sonra rükü’u yapar. Bir farzı ve vâcibi, vaktinden önce veyâ sonra yapan da, secde-i sehv eder. Meselâ, zamm-ı sûrenin bir parçasını rükü’da okuyana, ettehıyyâtüden sonra az birşey okuyarak, üçüncü rek’ati gecikdirene, imâm yüksek sesle okuyacak yerde, hafîf sesle okursa ve hafîf sesle okuyacak yerde yüksek sesle okursa, secde-i sehv yapmak lâzım olur. İmâmın yüksek sesle okuması vâcib olan yerleri, yalnız kılanın yüksek sesle de, hafîf sesle de, okumaları câizdir. Birkaç kerre secde-i sehv îcâb etse, bir kerre yapmak yetişir. İmâm ile berâber, cemâ’at de secde-i sehv yapar. Cemâ’atden biri hatâ yaparsa, secde-i sehv yapmaz. Cemâ’ate, birinci rek’atden sonra yetişen kimse, imâm ile secde-i sehv yapdıkdan sonra, nemâzını temâmlar. Oturmağı unutup, üçüncü rek’ate kalkarken hâtırlayan bir kimse, dizleri yerden ayrıldıkdan sonra ise, oturmaz, secde-i sehv eder. Son rek’atde oturmayıp ayağa kalkarsa, secde etmeden hâtırladı ise, hemen oturur ve oturmağı gecikdirdiği için, secde-i sehv eder. Secdeye inince hâtırladı ise, farz nemâzı, nâfile şekline döner. Bir rek’at dahâ kılıp, altıncı rek’ate oturarak temâmlar. Dördüncü rek’atde teşehhüd mikdârı oturup, selâm vermeden beşinciye kalkarsa, secdeye yatmadan hâtırladı ise, oturup teşehhüdde okumadıklarını okuyup selâm verir ve secde-i sehv yapar. Secdeye yatdı ise, altıncı rek’ati de temâmlayıp, secde-i sehv yapar. Farzı temâm etmiş olur. İki rek’ati de nâfile olur. Fekat, bu iki rek’at, öğle, akşam ve yatsının son sünneti yerine geçmez denildi. Çünki, sünnetlere tahrîme tekbîri ile başlanır. İmâm secde-i sehv yaparken de, câmi’e gelip, uymak câizdir.