MURATS44
Özel Üye
7 -Şehâmetdir. İyi işler yapmak, yüksek mertebeler ele geçirmek istemekdir. Hayr ile anılmak, sevâb kazanmak ister.
8 -Tehammüldür. Güzel huylar, iyi işler edinmek için çalışmakdan yılmamakdır.
9 -Tevâdu’dur. Dünyâ rütbelerinde kendinden aşağı olanlara büyüklük göstermemekdir. Çünki, eline geçenler, Allahü teâlânın lutfü ve ihsânıdır. Kendi elinde birşey yokdur. Mevkı’ ve servet sâhiblerinin tevâdu’ göstermeleri iyi olur. Sevâb olur. Bir menfe’ate kavuşmak veyâ bir zarardan korunmak için tevâdu’ göstermeğe (tebasbus), ya’nî yaltaklanma denir. Dilencilerin tevâdu’ları böyledir. Günâhdır.
10 - Hamiyyetdir. Dîni, milleti himâye etmekde, korumakda, şerefini savunmakda, tenbellik etmeyip, bütün kuvveti ile gayret etmekdir.
11 - Rikkatdir. İnsanlardan gelen zararlara üzülmemekdir. Bundan dolayı işlerinde ve hareketlerinde değişiklik olmamalıdır.
İyilik yapmasını durdurmamalıdır.
İffetden on iki iyi huy meydâna gelir:
1 -Hayâdır. Hayâ, kötü iş yapınca utanmakdır.
2 -Rıfkdır. Rıfk, islâmiyyete uymakdır. Kelimenin ma’nâsı, acımak, iyilik etmek demekdir.
3 -Hidâyetdir. İyi huylu olmağa çalışmakdır.
4 -Müsâlemetdir. Fikrler ayrıldığı, sözler çoğaldığı zemân, münâkaşa etmemek, sertliği, bölücülüğü, ayırıcılığı istemeyip, uyuşmak, barışmak istemekdir.
5 -Nefse hâkim olmakdır. Şehvet zemânında nefse uymamak, irâdesine hâkim olmakdır.
6 -Sabrdır. Kişi harâmdan sakınıp, nefsin kötü arzûlarını yapmamakdır. Böylece, sonu pişmânlık olan lezzetlerden yüz çevirir. Sabr ikiye ayrılır: Biri, günâh işlememek için sabr etmekdir. Şeytân ve insanın kendi nefsi ve kötü arkadaşlar, insana günâh işletmek isterler. Bunları dinlemeyip sabr etmek çok sevâbdır. Burada bildirilen sabr, işte bu sabrdır. İkincisi, derdlerin, belâların acılarına sabr edip, bağırıp çağırmamakdır. Çok kimse, sabr deyince, yalnız bu sabrı anlar. Bu sabr da sevâbdır. Ya’nî sabrın ikisi de farzdır.
7 -Kanâ’atdir. Nafakada, ya’nî yime, içme, giyinme ve barınacak yerde zarûret mikdârına râzı olup, dahâ çok aramamakdır.
8 -Tehammüldür. Güzel huylar, iyi işler edinmek için çalışmakdan yılmamakdır.
9 -Tevâdu’dur. Dünyâ rütbelerinde kendinden aşağı olanlara büyüklük göstermemekdir. Çünki, eline geçenler, Allahü teâlânın lutfü ve ihsânıdır. Kendi elinde birşey yokdur. Mevkı’ ve servet sâhiblerinin tevâdu’ göstermeleri iyi olur. Sevâb olur. Bir menfe’ate kavuşmak veyâ bir zarardan korunmak için tevâdu’ göstermeğe (tebasbus), ya’nî yaltaklanma denir. Dilencilerin tevâdu’ları böyledir. Günâhdır.
10 - Hamiyyetdir. Dîni, milleti himâye etmekde, korumakda, şerefini savunmakda, tenbellik etmeyip, bütün kuvveti ile gayret etmekdir.
11 - Rikkatdir. İnsanlardan gelen zararlara üzülmemekdir. Bundan dolayı işlerinde ve hareketlerinde değişiklik olmamalıdır.
İyilik yapmasını durdurmamalıdır.
İffetden on iki iyi huy meydâna gelir:
1 -Hayâdır. Hayâ, kötü iş yapınca utanmakdır.
2 -Rıfkdır. Rıfk, islâmiyyete uymakdır. Kelimenin ma’nâsı, acımak, iyilik etmek demekdir.
3 -Hidâyetdir. İyi huylu olmağa çalışmakdır.
4 -Müsâlemetdir. Fikrler ayrıldığı, sözler çoğaldığı zemân, münâkaşa etmemek, sertliği, bölücülüğü, ayırıcılığı istemeyip, uyuşmak, barışmak istemekdir.
5 -Nefse hâkim olmakdır. Şehvet zemânında nefse uymamak, irâdesine hâkim olmakdır.
6 -Sabrdır. Kişi harâmdan sakınıp, nefsin kötü arzûlarını yapmamakdır. Böylece, sonu pişmânlık olan lezzetlerden yüz çevirir. Sabr ikiye ayrılır: Biri, günâh işlememek için sabr etmekdir. Şeytân ve insanın kendi nefsi ve kötü arkadaşlar, insana günâh işletmek isterler. Bunları dinlemeyip sabr etmek çok sevâbdır. Burada bildirilen sabr, işte bu sabrdır. İkincisi, derdlerin, belâların acılarına sabr edip, bağırıp çağırmamakdır. Çok kimse, sabr deyince, yalnız bu sabrı anlar. Bu sabr da sevâbdır. Ya’nî sabrın ikisi de farzdır.
7 -Kanâ’atdir. Nafakada, ya’nî yime, içme, giyinme ve barınacak yerde zarûret mikdârına râzı olup, dahâ çok aramamakdır.