Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
1 — Namâza dururken, tekbîri söylemeden önce, imâma uymağa niyyet etmekdir. “Uydum hâzır olan imâma” diyerek kalbinden geçirmek lâzımdır.
2 — İmâmın, kadınlara imâm olmağa niyyet etmesi lâzımdır. Erkeklere imâm olmağa niyyet etmesi lâzım değildir. Fekat niyyet ederse, kendisi cemâ’atin sevâbına da kavuşur.
3 — Cemâ’atın topuğu, imâmın topuğunun gerisinde olmalıdır.
4 — İmâm ile cemâ’at aynı farz namâzı kılması lâzımdır.
5 — İmâm ile cemâ’at arasında kadın safı bulunmaması lâzımdır.
6 — İmâm ile cemâ’at arasında kayık geçecek kadar nehr ve araba geçecek kadar yol bulunmaması lâzımdır.
7 — İmâm veyâ cemâ’atden birini görmeğe veyâ sesini duymağa elverişli penceresi olmayan dıvar arada bulunmamalıdır.
8 — İmâm hayvanda, cemâ’at yerde veyâ bunun tersi olmamalıdır.
9 — İmâm ile cemâ’at yapışık olmayan iki gemide bulunmaması lâzımdır.
10 — Başka mezhebdeki imâma uyan cemâ’atin namâzlarının sahîh olması için iki rivâyet vardır: Birinci kavle göre, cemâ’atin kendi mezheblerine göre namâzı bozan bir şeyin, imâmda bulunduğunu bilmemesi lâzımdır. İkinci kavle göre, kendi mezhebine göre namâzı sahîh olan imâma, başka mezhebde olanlar da uyabilir. Bu kavle göre kaplama ve dolgusu olan imâma uymak câiz olur.
Cemâ’at bir kişi ise, imâmın sağ yanında hizâsında durur. Solunda durması mekrûhdur. Arkasında durması da mekrûh olur. Ayağının topuğu, imâmın topuğundan ileri olmazsa, namâzı sahîh olur. İki veyâ dahâ çok kişi ise imâmın arkasında durur.
İmâmla birlikde, yalnız kılar gibi kılınır. Ancak, ayakda iken imâm içinden okusa da, yüksek sesle okusa da, cemâ’at bir şey okumaz. [Şâfi’î mezhebinde, imâmla birlikde cemâ’at de sessizce Fâtiha okur.] Yalnız, birinci rek’atde (Sübhâneke) okur. İmâm, yüksek sesle Fâtihayı bitirince, cemâ’at yavaşça (âmîn) der. Bunu yüksek sesle söylememelidir. Rükü’dan kalkarken, imâm (Semi’allahü limen hamideh) deyince, cemâ’at yalnız (Rabbenâ lekel hamd) der. Sonra eğilirken (Allahü ekber) diyerek, imâmla birlikde cemâ’at de secdeye yatar. Rükü’da, secdelerde ve otururken yalnız kılar gibi cemâ’at de okur.
Vitr namâzı, Ramezânda cemâ’at ile kılınır. Başka zemânlarda yalnız kılınır.
2 — İmâmın, kadınlara imâm olmağa niyyet etmesi lâzımdır. Erkeklere imâm olmağa niyyet etmesi lâzım değildir. Fekat niyyet ederse, kendisi cemâ’atin sevâbına da kavuşur.
3 — Cemâ’atın topuğu, imâmın topuğunun gerisinde olmalıdır.
4 — İmâm ile cemâ’at aynı farz namâzı kılması lâzımdır.
5 — İmâm ile cemâ’at arasında kadın safı bulunmaması lâzımdır.
6 — İmâm ile cemâ’at arasında kayık geçecek kadar nehr ve araba geçecek kadar yol bulunmaması lâzımdır.
7 — İmâm veyâ cemâ’atden birini görmeğe veyâ sesini duymağa elverişli penceresi olmayan dıvar arada bulunmamalıdır.
8 — İmâm hayvanda, cemâ’at yerde veyâ bunun tersi olmamalıdır.
9 — İmâm ile cemâ’at yapışık olmayan iki gemide bulunmaması lâzımdır.
10 — Başka mezhebdeki imâma uyan cemâ’atin namâzlarının sahîh olması için iki rivâyet vardır: Birinci kavle göre, cemâ’atin kendi mezheblerine göre namâzı bozan bir şeyin, imâmda bulunduğunu bilmemesi lâzımdır. İkinci kavle göre, kendi mezhebine göre namâzı sahîh olan imâma, başka mezhebde olanlar da uyabilir. Bu kavle göre kaplama ve dolgusu olan imâma uymak câiz olur.
Cemâ’at bir kişi ise, imâmın sağ yanında hizâsında durur. Solunda durması mekrûhdur. Arkasında durması da mekrûh olur. Ayağının topuğu, imâmın topuğundan ileri olmazsa, namâzı sahîh olur. İki veyâ dahâ çok kişi ise imâmın arkasında durur.
İmâmla birlikde, yalnız kılar gibi kılınır. Ancak, ayakda iken imâm içinden okusa da, yüksek sesle okusa da, cemâ’at bir şey okumaz. [Şâfi’î mezhebinde, imâmla birlikde cemâ’at de sessizce Fâtiha okur.] Yalnız, birinci rek’atde (Sübhâneke) okur. İmâm, yüksek sesle Fâtihayı bitirince, cemâ’at yavaşça (âmîn) der. Bunu yüksek sesle söylememelidir. Rükü’dan kalkarken, imâm (Semi’allahü limen hamideh) deyince, cemâ’at yalnız (Rabbenâ lekel hamd) der. Sonra eğilirken (Allahü ekber) diyerek, imâmla birlikde cemâ’at de secdeye yatar. Rükü’da, secdelerde ve otururken yalnız kılar gibi cemâ’at de okur.
Vitr namâzı, Ramezânda cemâ’at ile kılınır. Başka zemânlarda yalnız kılınır.