Hasret ruzgari
Aktif Üyemiz
Dinde yüksek derecelere kavuşmak için, [Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri gibi îmân etmek ve ahkâm-ı islâmiyyeye uymak ve sonra] Ehl-i sünnet âlimlerine muhabbet bağı ile bağlanmak lâzımdır. [Îmânın doğru olması için, ahkâm-ı islâmiyyeye uymak lâzım olduğuna inanmak lâzımdır. Ehl-i sünnet îmânı böyledir.] Sâdık olan tâlib, âlime muhabbeti sebebi ile, onun bâtınından [kalbinden] gelen feyzleri [ya’nî Allah sevgisini] alır. Yavaş yavaş onun gibi olur. (Fenâ-yı kalb), [Allahdan başka birşey hâtırlamamak], fenâ-yı hakîkînin başlangıcıdır demişlerdir. Sevmeden ve fenâ hâsıl olmadan, yalnız ibâdet etmekle, hakîkate kavuşulmaz. İbâdet, Allahü teâlânın rızâsına, sevgisine kavuşduran sebeblerden biri ise de, fenâ, ya’nî aşırı muhabbet de şartdır. Âlim de, teveccüh ederse, onu severse, yalnız muhabbet, maksada kavuşdurur. Riyâzetler çekmek, ya’nî nefse sıkıntı veren şeyleri yapmak ve erbaînler çekmek, ya’nî kırk gün bir yerde kapanmak şart değildir.
Bu yazdıklarımız, Eshâb-ı kirâmın yoludur. Bu yolda ifâde ve istifâde [Feyz almak, ya’nî ma’rifet-i ilâhiyyeye kavuşmak, kalbden kalbe] aks etmekle olur. Edebe riâyet ederek, sohbetde bulunmak kâfîdir. Îmân ve teslîm ve itâat şartı ile, Resûlullahın sohbetinde bulunmak, Eshâb-ı kirâmın kemâle gelmesi için kâfî idi.
Bu yazdıklarımız, Eshâb-ı kirâmın yoludur. Bu yolda ifâde ve istifâde [Feyz almak, ya’nî ma’rifet-i ilâhiyyeye kavuşmak, kalbden kalbe] aks etmekle olur. Edebe riâyet ederek, sohbetde bulunmak kâfîdir. Îmân ve teslîm ve itâat şartı ile, Resûlullahın sohbetinde bulunmak, Eshâb-ı kirâmın kemâle gelmesi için kâfî idi.
Son düzenleme: