Gadabı yenmeğe (Kâzm) denir. Kâzm etmek çok sevâbdır. Kâzm sâhibine, ya’nî gadabını yenene, Cennet müjdelendi. Allah rızâsı için kâzım olan kimse, karşısındakini afv edip, ona karşılık yapmaz ise, Allahü teâlâ onu çok sever, Cennetin, bunlar için hâzırlanmış olduğunu bildirmişdir. Hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsı için gadabını def’ ederse, Allah da, ondan azâbını def’ eder) buyuruldu. Hadîs-i şerîfde, (Bir müslimânda üç şey bulunursa Allahü teâlâ onu muhâfaza ve himâye eder, onu sever, merhamet eder. Ni’mete şükr etmek, zâlimi afv etmek, gadaba gelince, gadabını yenmek) buyuruldu. Ni’mete şükr etmek, onu islâmiyyete uygun olarak kullanmak demekdir. Hadîs-i şerîfde, (Gadaba gelen bir kimse, dilediğini yapmağa kâdir olduğu hâlde, yumuşak davranırsa, Allahü teâlâ, onun kalbini, emniyyet ve îmân ile doldurur) ve (Bir kimse gadabını örterse, Allahü teâlâ onun ayblarını, kabâhatlarını örter) buyuruldu. İmâm-ı Gazâlî “rahime-hullahü teâlâ”, (hilm sâhibi olmak, gadabını yenmekden dahâ kıymetlidir) buyurdu. Hadîs-i şerîfde, (Yâ Rabbî! Bana ilm ver, hilm ile zînetlendir, takvâ ihsân eyle! Âfiyet ile beni güzelleşdir) buyuruldu. Abdüllah ibni Abbâsa “radıyallahü teâlâ anhümâ” bir kimse söğdü. Buna karşılık olarak, bir ihtiyâcın varsa, sana yardım edeyim, buyurdu. Adamcağız başını öne eğerek ve utanarak özr diledi. Hazret-i Hüseynin oğlu Zeynel Âbidîn Alîye “radıyallahü teâlâ anhümâ” bir kimse söğdü. Elbisesini çıkarıp ona hediyye eyledi. Îsâ aleyhisselâm, yehûdîlerin yanından geçerken, kendisine çok kötü şeyler söylediler. Onlara iyi ve tatlı cevâblar verdi. Onlar, sana kötülük yapıyor, sen onlara iyi söyliyorsun dediklerinde, (herkes, başkasına, yanında bulunandan verir) buyurdu. Halîm, selîm kimse, dâimâ neş’eli, râhat olur. Onu, herkes medh eder.
Hadîs-i şerîfde, (Gadab, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytân, ateşden yaratılmışdır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, abdest alınız!) buyuruldu. Bunun için, gadaba gelince, e’ûzü besmele ve iki kul e’ûzüyü okumalıdır. İnsan, gadaba gelince, aklı örtülür. İslâmiyyetin dışına çıkar. Gadaba gelen kimse, ayakda ise oturmalıdır. Hadîs-i şerîfde, (Gadaba gelen kimse, ayakda ise otursun. Gadabı devâm ederse, yan yatsın!) buyuruldu. Ayakda olanın intikam alması kolaydır. Oturunca, azalır. Yatınca, dahâ azalır. Gadab, kibrden doğar. Yatmak, kibrin azalmasına sebeb olur. Gadab edince, (Allahümmagfir li-zenbî ve ezhib gayza kalbî ve ecirnî mineşşeytân) okumak, hadîs-i şerîfde emr olundu. Ma’nâsı, (Yâ Rabbî! Günâhımı afv eyle. Beni kalbimdeki gadabdan ve şeytânın vesvesesinden kurtar) demekdir.