MURATS44
Özel Üye
SALEVÂT FASLI
106 - Bir kimse Cum’a günleri çok salevât-i şerîfe getirirse, Hak teâlâ o kimsenin yüz hâcetini revâ kılar, bunun otuzu dünyâ, yetmişi âhıret hâcetidir.
Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki, (Her kim günde yüz def’a, [ma’nâsını düşünerek,] salevât-i şerîfe okursa, kıyâmet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, Arşın gölgesi altında benimle berâberdir. Ve her kim benim için bir salevât-ı şerîfe getirirse, rahmet melekleri onun günâhlarının afv olması için düâ ve istiğfar ederler.)
107 - Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” üzerine çok salevât-ı şerîfe getir! Zîrâ bir hadîs-i şerîfde buyurdu ki: (Yanında ismim anılıp da, üzerime salevât-ı şerîfe getirmeyenlere yazıklar olsun. Bir de, Ramezân-ı şerîfe kavuşup, onu kemâl-i ta’zîm ile karşılayıp râzı etmeyen ve ana-babasının birine veyâ ikisine kavuşup da, onların rızâlarını almayanlara da yazıklar olsun.)
108 - Bil ki, her kim bir fakîre, onun gönlünün dilediği şeyi yidirse, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i a’lâda bin derece verir ve Cennetde kendisine birçok ni’metler ihsân eder.
109 - Fakîrlere tasadduk etmeği unutma! Ehline ve çoluk çocuğuna ve akrabâna verdiğin şeyler de, sadaka yerine geçecekler. Ebû Emâmenin “radıyallahü teâlâ anh”, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” rivâyet etdiği hadîs-i şerîfde, (Ehline ve akrabâsına ihsân etmekden büyük derece ne olabilir?) buyuruldu. Önce, ehline, evlâdına halâl yidirmeli, halâl giydirmeli, sonra artan paranın zekâtını vermeli, ondan sonra da sadaka vermelidir.
110 - Sana nasîhat şudur ki, bu dört huy ile huylan. Zîrâ muhsinler [ya’nî iyiler] zümresinden olursun.
1- Genişlikde [zenginlikde] zekât, darlıkda sadaka vermek.
2- Gazab zemânında gazabını ve hırsını yenmek.
3- Başkasının aybını görünce, onu açmayıp, kapatmağa çalışmak.
4- Hizmetciye, ehline, evlâd ve akrabâya ihsân ederek onları hoş tutmak.
111 - Susamış kimseye su vermek de çok sevâbdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Allahü teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma sordu: Yer yüzüne insen ne iş yapardın?
Cebrâîl aleyhisselâm buyurdu ki: Yâ Rabbî! Yapacağım amel, sence ma’lûmdur. Dört şey yapardım:
1- Susamış kimselere su verirdim.
2- Çoluk çocuğu fazla olana yardım ederdim.
3- İki dargın arasını bulurdum.
4- Müslimânların ayblarını kapatırdım.)
Yine Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Susamış bir kimseye su içirenlerin amel defterine yetmiş senelik sevâb yazılır. Eğer su bulunmadığı yerde içirirse, İsmâ’îl aleyhisselâm evlâdından birini kâfir elinden kurtarıp âzâd etmiş gibi sevâb verilir.)
112 - Her zemân çok iyilik yap! Hak teâlâ hazretleri hayrlı iş yapan kullarını çok sever. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimse bir fakîre bir lokma ta’âm verse, lokma o kimseye beş şey ile müjde eder:
1- Bir dâne idim, beni çoğaltdın.
2- Ben küçük iken, beni büyütdün.
3- Düşman iken, beni dost eyledin.
4- Fânî, yok olmak üzere iken, beni bâkî, sonsuz kalıcı eyledin.
5- Şimdiye kadar sen beni muhâfaza ederdin. Bundan sonra ben seni muhâfaza ederim.)
113 - Sadaka ve zekât vermekle mal eksilmez, artar. Abdürrahmân ibni Avf “radıyallahü anh”, Peygamberimiz aleyhisselâmdan işiterek buyurdu ki, üç şeye yemîn ederim:
1- Zekât vermekle mal eksilmez, çoğalır.
2- Zulm edilen kimse, zâlime hakkını bağışlarsa, Hak teâlâ, kıyâmet gününde bu kulun derecesini yükseltir.
3- Dâimâ isteyici olan kimseyi, Hak teâlâ fakîrlikden kurtarmaz.
114 - Ebû Hüreyre “radıyallahü anh”, Peygamberimizden “aleyhisselâm” şöyle işitdim, diyor: (İnsanlar tasadduk etdiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmiş gibi sayılır ki, mukâbilinde bin sevâb, [diğer bir rivâyete göre ikibin sevâb] alır.)
106 - Bir kimse Cum’a günleri çok salevât-i şerîfe getirirse, Hak teâlâ o kimsenin yüz hâcetini revâ kılar, bunun otuzu dünyâ, yetmişi âhıret hâcetidir.
Peygamberimiz “aleyhisselâm” buyurdu ki, (Her kim günde yüz def’a, [ma’nâsını düşünerek,] salevât-i şerîfe okursa, kıyâmet gününde güneşin sıcaklığından kurtulup, Arşın gölgesi altında benimle berâberdir. Ve her kim benim için bir salevât-ı şerîfe getirirse, rahmet melekleri onun günâhlarının afv olması için düâ ve istiğfar ederler.)
107 - Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” üzerine çok salevât-ı şerîfe getir! Zîrâ bir hadîs-i şerîfde buyurdu ki: (Yanında ismim anılıp da, üzerime salevât-ı şerîfe getirmeyenlere yazıklar olsun. Bir de, Ramezân-ı şerîfe kavuşup, onu kemâl-i ta’zîm ile karşılayıp râzı etmeyen ve ana-babasının birine veyâ ikisine kavuşup da, onların rızâlarını almayanlara da yazıklar olsun.)
108 - Bil ki, her kim bir fakîre, onun gönlünün dilediği şeyi yidirse, Hak teâlâ hazretleri, o kimseye Cennet-i a’lâda bin derece verir ve Cennetde kendisine birçok ni’metler ihsân eder.
109 - Fakîrlere tasadduk etmeği unutma! Ehline ve çoluk çocuğuna ve akrabâna verdiğin şeyler de, sadaka yerine geçecekler. Ebû Emâmenin “radıyallahü teâlâ anh”, Resûlullahdan “sallallahü aleyhi ve sellem” rivâyet etdiği hadîs-i şerîfde, (Ehline ve akrabâsına ihsân etmekden büyük derece ne olabilir?) buyuruldu. Önce, ehline, evlâdına halâl yidirmeli, halâl giydirmeli, sonra artan paranın zekâtını vermeli, ondan sonra da sadaka vermelidir.
110 - Sana nasîhat şudur ki, bu dört huy ile huylan. Zîrâ muhsinler [ya’nî iyiler] zümresinden olursun.
1- Genişlikde [zenginlikde] zekât, darlıkda sadaka vermek.
2- Gazab zemânında gazabını ve hırsını yenmek.
3- Başkasının aybını görünce, onu açmayıp, kapatmağa çalışmak.
4- Hizmetciye, ehline, evlâd ve akrabâya ihsân ederek onları hoş tutmak.
111 - Susamış kimseye su vermek de çok sevâbdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Allahü teâlâ, Cebrâîl aleyhisselâma sordu: Yer yüzüne insen ne iş yapardın?
Cebrâîl aleyhisselâm buyurdu ki: Yâ Rabbî! Yapacağım amel, sence ma’lûmdur. Dört şey yapardım:
1- Susamış kimselere su verirdim.
2- Çoluk çocuğu fazla olana yardım ederdim.
3- İki dargın arasını bulurdum.
4- Müslimânların ayblarını kapatırdım.)
Yine Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Susamış bir kimseye su içirenlerin amel defterine yetmiş senelik sevâb yazılır. Eğer su bulunmadığı yerde içirirse, İsmâ’îl aleyhisselâm evlâdından birini kâfir elinden kurtarıp âzâd etmiş gibi sevâb verilir.)
112 - Her zemân çok iyilik yap! Hak teâlâ hazretleri hayrlı iş yapan kullarını çok sever. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Bir kimse bir fakîre bir lokma ta’âm verse, lokma o kimseye beş şey ile müjde eder:
1- Bir dâne idim, beni çoğaltdın.
2- Ben küçük iken, beni büyütdün.
3- Düşman iken, beni dost eyledin.
4- Fânî, yok olmak üzere iken, beni bâkî, sonsuz kalıcı eyledin.
5- Şimdiye kadar sen beni muhâfaza ederdin. Bundan sonra ben seni muhâfaza ederim.)
113 - Sadaka ve zekât vermekle mal eksilmez, artar. Abdürrahmân ibni Avf “radıyallahü anh”, Peygamberimiz aleyhisselâmdan işiterek buyurdu ki, üç şeye yemîn ederim:
1- Zekât vermekle mal eksilmez, çoğalır.
2- Zulm edilen kimse, zâlime hakkını bağışlarsa, Hak teâlâ, kıyâmet gününde bu kulun derecesini yükseltir.
3- Dâimâ isteyici olan kimseyi, Hak teâlâ fakîrlikden kurtarmaz.
114 - Ebû Hüreyre “radıyallahü anh”, Peygamberimizden “aleyhisselâm” şöyle işitdim, diyor: (İnsanlar tasadduk etdiği şeyi, Allah rızâsı için verirse, Hak teâlâ hazretlerine verilmiş gibi sayılır ki, mukâbilinde bin sevâb, [diğer bir rivâyete göre ikibin sevâb] alır.)