MURATS44
Özel Üye
TECDÎD-İ ÎMÂN DÜÂSI
Yâ Rabbî! Hîn-i bülûgumdan bu âna gelinceye kadar, islâm düşmanlarına ve bid’at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk i’tikâdlarıma ve bid’at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime nâdim oldum, pişmân oldum, bir dahâ böyle yanlış inanmamağa ve yapmamağa azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm ve âhiri bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelmiş geçmiş Peygamberlerin cümlesine îmân etdim. Hepsi hakdır, sâdıkdır. Bildirdikleri doğrudur.(Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh.)
Tecdîd-i îmân düâsı: (Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ-ilâhe illallah Muhammedün resûlullah).
102 - Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her yeni elbise giydiği zemân bu düâyı okurdu: (Elhamdü lillâhillezî kesânî mâ ûriye bihi avretî.)
[Büyük İslâm âlimi, 14. cü hicrî asrın müceddidi, Seyyid Abdülhakîm Efendi “rahmetullahi aleyh” İstanbulun çeşidli câmi’lerindeki va’zlarında ve Medreset-ül-mütehassısîndeki ve Vefâ lisesindeki derslerinde ve husûsî sohbetlerinde, (Temiz ve yeni elbise giyiniz! Mevkı’ ve hürmet sâhibi olan kimseler gibi giyininiz! Halâl olan elbiseleri ve yemekleri ve şerbetleri lüzûmu kadar kullanınız! Gitdiğiniz yerlerde ahlâkınızla, sözlerinizle islâmın vekarını, kıymetini gösterdiğiniz gibi, giyinmenizle de saygı ve ilgi toplayınız! Çeşidli, lezzetli yemeklerle ve tatlı, soğuk şerbetlerle bedeninizi, nefslerinizi râhat ve hoş tutunuz!) buyururdu. Seyyid Abdülhakîm efendinin bu tavsiyeleri, Muhammed bin Süleymân-ı Bağdâdînin “rahime-hümallahü teâlâ” (Hadîkat-ün-nediyye) kitâbında da uzun yazılıdır. Bu kitâb, arabî olup, 1397 [m. 1977] senesinde, İstanbulda ofset yolu ile Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır.]
Yâ Rabbî! Hîn-i bülûgumdan bu âna gelinceye kadar, islâm düşmanlarına ve bid’at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk i’tikâdlarıma ve bid’at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime nâdim oldum, pişmân oldum, bir dahâ böyle yanlış inanmamağa ve yapmamağa azm, cezm ve kasd eyledim. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm ve âhiri bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelmiş geçmiş Peygamberlerin cümlesine îmân etdim. Hepsi hakdır, sâdıkdır. Bildirdikleri doğrudur.(Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh.)
Tecdîd-i îmân düâsı: (Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ-ilâhe illallah Muhammedün resûlullah).
102 - Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her yeni elbise giydiği zemân bu düâyı okurdu: (Elhamdü lillâhillezî kesânî mâ ûriye bihi avretî.)
[Büyük İslâm âlimi, 14. cü hicrî asrın müceddidi, Seyyid Abdülhakîm Efendi “rahmetullahi aleyh” İstanbulun çeşidli câmi’lerindeki va’zlarında ve Medreset-ül-mütehassısîndeki ve Vefâ lisesindeki derslerinde ve husûsî sohbetlerinde, (Temiz ve yeni elbise giyiniz! Mevkı’ ve hürmet sâhibi olan kimseler gibi giyininiz! Halâl olan elbiseleri ve yemekleri ve şerbetleri lüzûmu kadar kullanınız! Gitdiğiniz yerlerde ahlâkınızla, sözlerinizle islâmın vekarını, kıymetini gösterdiğiniz gibi, giyinmenizle de saygı ve ilgi toplayınız! Çeşidli, lezzetli yemeklerle ve tatlı, soğuk şerbetlerle bedeninizi, nefslerinizi râhat ve hoş tutunuz!) buyururdu. Seyyid Abdülhakîm efendinin bu tavsiyeleri, Muhammed bin Süleymân-ı Bağdâdînin “rahime-hümallahü teâlâ” (Hadîkat-ün-nediyye) kitâbında da uzun yazılıdır. Bu kitâb, arabî olup, 1397 [m. 1977] senesinde, İstanbulda ofset yolu ile Hakîkat Kitâbevi tarafından basdırılmışdır.]