ABDEST BAHSİ
4 -Ey Oğul! Nemâzın oniki farzından birincisi (Hadesden tahâret)dir. Ya’nî abdest almak ve gusl etmekdir. Abdesti temiz yerde almak lâzımdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”: (Abdest almak istediğiniz vakt, abdest bozduğunuz yerde abdest almayınız! Çünki, abdest suyunun herbir damlasına bir yıllık nâfile nemâz sevâbı veriliyor) ve (Abdest bozduğunuz yerde, ya’nî halâda abdest alırsanız çok vesveseli olursunuz) ve (Abdeste Besmele ile başlayan kimse için kirâmen kâtibîn melekleri, abdest bitinceye kadar sevâb yazarlar) buyurdu.
Sultân-ı Enbiyâya Eshâb-ı kirâmdan biri sordu:
-Yâ Resûlallah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”! Abdestin hâssasından bana bir şey îzâh eder misiniz?
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her ne zemân bir ümmetim abdest alırken Bismillah deyip elini yıkarsa, eliyle yapdığı [küçük] günâhların hepsi afv olur. Ağzına, yüzüne ve sâir a’zâlarına su verdikçe, bütün [küçük] günâhları dökülür.)
Diğer a’zâları yıkadıkça, [küçük] günâhları afv olunur. [Büyük] günâhlar ve insan ve hayvân hakları bu afvdan müstesnâdır. Hak sâhibi, [ister müslimân, ister kâfir, ister hayvân olsun], hak [kendisine veyâ vârislerine] ödenmedikçe, günâh afv olunmaz.
Hazret-i Mûsâ Kelîmullah, Tûr’a giderken, yolda, nemâz kılıp Hakka ağlayıp düâ eden bir zâta rastlamış. Mûsâ aleyhisselâm, münâcâtında mezkûr zâtın afvı için Cenâb-ı Hakka niyâz etdiğinde, Cenâb-ı Hakdan nidâ gelip, (Yâ Mûsâ! Ben o zâtın nemâzını ve düâsını kabûl etmem. Zîrâ, üstüne giymiş olduğu elbisenin bedelinde harâm para vardır!) buyurmuşdur.
4 -Ey Oğul! Nemâzın oniki farzından birincisi (Hadesden tahâret)dir. Ya’nî abdest almak ve gusl etmekdir. Abdesti temiz yerde almak lâzımdır. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”: (Abdest almak istediğiniz vakt, abdest bozduğunuz yerde abdest almayınız! Çünki, abdest suyunun herbir damlasına bir yıllık nâfile nemâz sevâbı veriliyor) ve (Abdest bozduğunuz yerde, ya’nî halâda abdest alırsanız çok vesveseli olursunuz) ve (Abdeste Besmele ile başlayan kimse için kirâmen kâtibîn melekleri, abdest bitinceye kadar sevâb yazarlar) buyurdu.
Sultân-ı Enbiyâya Eshâb-ı kirâmdan biri sordu:
-Yâ Resûlallah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”! Abdestin hâssasından bana bir şey îzâh eder misiniz?
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Her ne zemân bir ümmetim abdest alırken Bismillah deyip elini yıkarsa, eliyle yapdığı [küçük] günâhların hepsi afv olur. Ağzına, yüzüne ve sâir a’zâlarına su verdikçe, bütün [küçük] günâhları dökülür.)
Diğer a’zâları yıkadıkça, [küçük] günâhları afv olunur. [Büyük] günâhlar ve insan ve hayvân hakları bu afvdan müstesnâdır. Hak sâhibi, [ister müslimân, ister kâfir, ister hayvân olsun], hak [kendisine veyâ vârislerine] ödenmedikçe, günâh afv olunmaz.
Hazret-i Mûsâ Kelîmullah, Tûr’a giderken, yolda, nemâz kılıp Hakka ağlayıp düâ eden bir zâta rastlamış. Mûsâ aleyhisselâm, münâcâtında mezkûr zâtın afvı için Cenâb-ı Hakka niyâz etdiğinde, Cenâb-ı Hakdan nidâ gelip, (Yâ Mûsâ! Ben o zâtın nemâzını ve düâsını kabûl etmem. Zîrâ, üstüne giymiş olduğu elbisenin bedelinde harâm para vardır!) buyurmuşdur.