CENNET YOLU İLMİHÂLİ KİTÂBININ SON SÖZÜ
Canlı cansız bütün varlıkların bir düzen içinde olduklarını görüyoruz. Her maddenin yapısında, her olayda, her reaksiyonda, hiç değişmiyen nizâm, matematik bağlantılar olduğunu öğreniyoruz. Bu düzenleri, bağlantıları, fizik, kimyâ, astronomi ve biyoloji kanûnları diye ismlendiriyoruz. Bu değişmez düzenden fâidelenerek, sanâyı’, fabrikalar kuruyor, ilâclar yapıyor, aya gidiyor, yıldızlarla, atomlarla bağlantı kuruyoruz. Radyolar, televizyonlar, elektronik beyinler ve İnternetler yapıyoruz. Mahlûklarda, bu düzen olmasaydı, herşey rastgele olsaydı, bunların hiçbirini yapamazdık. Herşey çarpışır, bozulur, felâketler olurdu. Herşey yok olurdu.
Varlıkların düzenli, bağlantılı, kanûnlu olmaları, bunların kendiliklerinden, rastgele var olmadıklarını, herşeyin bilgili, kudretli, gören, işiten, dilediğini yapan bir varlık tarafından var edildiklerini göstermekdedir. O, dilediklerini var etmekde ve yok etmekdedir. Herşeyi var etmeğe ve yok etmeğe, başka şeyleri sebeb yapmışdır. Sebebsiz yaratsaydı, varlıkların birbiri arasında bu düzen olmazdı. Herşey karma-karışık olurdu. Onun varlığı da belli olmazdı. Hem de, fen, medeniyyet hâsıl olamazdı.
O, varlığını bu düzen ile belli etdiği gibi, kullarına çok acıyarak, var olduğunu ayrıca da bildirmişdir. Âdem aleyhisselâmdan başlıyarak, her asrda, dünyânın her yerindeki insanlar arasından en iyi, en üstün olarak yaratdığı birisine melek ile haber göndererek, kendini ve kendi ismlerini bildirmiş ve insanların dünyâda ve âhıretde râhat etmeleri, iyi yaşamaları için, ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamışdır. Böyle, seçilmiş, üstün insanlara (Peygamber) denir. Bunların bildirdikleri emrlere ve yasaklara (Din) ve (Ahkâm-ı dîniyye) denir. İnsanlar eski şeyleri unutdukları için ve her zemân bulunan kötü kimseler, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” kitâblarını ve sözlerini değişdirdiklerinden, eski dinler unutulmuş, bozulmuşdur. Kötü insanlar, uydurma dinler de meydâna getirmişlerdir.
Herşeyi yaratan yüce Allah, insanlara çok acıdığı için, kullarına son bir Peygamber ve yeni bir din göndermişdir. Bu dîni, kıyâmete kadar koruyacağını, kötü insanlar saldıracaklar, değişdirmeğe, bozmağa kalkışacaklar ise de, kendisi bunu, bozulmamış olarak her yere yayacağını müjdelemişdir.
Canlı cansız bütün varlıkların bir düzen içinde olduklarını görüyoruz. Her maddenin yapısında, her olayda, her reaksiyonda, hiç değişmiyen nizâm, matematik bağlantılar olduğunu öğreniyoruz. Bu düzenleri, bağlantıları, fizik, kimyâ, astronomi ve biyoloji kanûnları diye ismlendiriyoruz. Bu değişmez düzenden fâidelenerek, sanâyı’, fabrikalar kuruyor, ilâclar yapıyor, aya gidiyor, yıldızlarla, atomlarla bağlantı kuruyoruz. Radyolar, televizyonlar, elektronik beyinler ve İnternetler yapıyoruz. Mahlûklarda, bu düzen olmasaydı, herşey rastgele olsaydı, bunların hiçbirini yapamazdık. Herşey çarpışır, bozulur, felâketler olurdu. Herşey yok olurdu.
Varlıkların düzenli, bağlantılı, kanûnlu olmaları, bunların kendiliklerinden, rastgele var olmadıklarını, herşeyin bilgili, kudretli, gören, işiten, dilediğini yapan bir varlık tarafından var edildiklerini göstermekdedir. O, dilediklerini var etmekde ve yok etmekdedir. Herşeyi var etmeğe ve yok etmeğe, başka şeyleri sebeb yapmışdır. Sebebsiz yaratsaydı, varlıkların birbiri arasında bu düzen olmazdı. Herşey karma-karışık olurdu. Onun varlığı da belli olmazdı. Hem de, fen, medeniyyet hâsıl olamazdı.
O, varlığını bu düzen ile belli etdiği gibi, kullarına çok acıyarak, var olduğunu ayrıca da bildirmişdir. Âdem aleyhisselâmdan başlıyarak, her asrda, dünyânın her yerindeki insanlar arasından en iyi, en üstün olarak yaratdığı birisine melek ile haber göndererek, kendini ve kendi ismlerini bildirmiş ve insanların dünyâda ve âhıretde râhat etmeleri, iyi yaşamaları için, ne yapmaları ve nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamışdır. Böyle, seçilmiş, üstün insanlara (Peygamber) denir. Bunların bildirdikleri emrlere ve yasaklara (Din) ve (Ahkâm-ı dîniyye) denir. İnsanlar eski şeyleri unutdukları için ve her zemân bulunan kötü kimseler, Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” kitâblarını ve sözlerini değişdirdiklerinden, eski dinler unutulmuş, bozulmuşdur. Kötü insanlar, uydurma dinler de meydâna getirmişlerdir.
Herşeyi yaratan yüce Allah, insanlara çok acıdığı için, kullarına son bir Peygamber ve yeni bir din göndermişdir. Bu dîni, kıyâmete kadar koruyacağını, kötü insanlar saldıracaklar, değişdirmeğe, bozmağa kalkışacaklar ise de, kendisi bunu, bozulmamış olarak her yere yayacağını müjdelemişdir.