MURATS44
Özel Üye
ESHÂB-I KİRÂM “aleyhimürrıdvân”ÖNSÖZ Besmeleyle başlıyalım kitâba,
Allah adı en iyi bir sığnakdır.
Ni’metleri sığmaz, ölçü hisâba,
Çok acıyan, afvı seven bir rabdır! Allahü teâlâ, Cenneti ve Cehennemi önceden yaratdı. Her ikisini, insanla ve cinle dolduracağını, ezelde dileyip, bunu kitâblarında bildirdi. Âdem aleyhisselâmdan beri, Cennete gidecek îmânlı, iyi insanlar olduğu gibi, Cehenneme götüren kötülükleri yapan, îmânsız, aklsız, fenâ kimseler de gelmişdir. Kıyâmete kadar da gelecekdir. Meleklerin sayısı, insanlardan, ölçülemiyecek kadar dahâ çok olup, hepsi îmânlı ve hep itâ’atlıdır. İnsanların ise, her zemân az sayısı îmânlı, çoğu ise, îmânsız, azgın, taşkın kimselerdir.
İyi ve kötü insanlar, hep birbirini yok etmeğe uğraşmış, kötüler, birbirlerine de saldırmış, târîh boyunca, sıkıntılı, huzûrsuz yaşamışlardır. Îmânlılar, îmânsızları ıslâh etmek, îmâna getirip se’âdet-i ebediyyeye kavuşdurmak için, Âdem oğullarını dünyâda ve âhıretde, mes’ûd, râhat yaşatmak için, cihâd etmişdir. Îmânsızlar ise, dikta rejimi sürmüş, az bir zümrenin taşkınca zevk ve safâ sürmesi, nefslerini, şehvetlerini doyurması için za’îflere, küçüklere saldırmışdır. Kötülüklerinin, zararlarının, felâketlerinin örtbas edilmesi, herkesi aldatabilmeleri için, ahlâk, fazîlet, dürüstlük ve adâlet ölçülerini koyan Peygamberlere “aleyhimüsselâm” ve Onların getirdiği dinlere saldırmışlardır. Bu saldırmaları ba’zı asrlarda harb vâsıtaları ile, ölüm kalım savaşı şeklinde olmuş, ba’zan da yalan propagandalarla, fitne, fesâd çıkararak, dinleri içinden bozmak, müslimân devletleri, içeriden yıkmak şeklinde olmuşdur.
İşte, Allahü teâlânın bütün dünyâdaki insanlar arasında, her bakımdan, en üstün, en güzel, en şerefli olarak yaratdığı ve bütün milletlere Peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün Peygamber olan Muhammed Mustafâ “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin, kurtuluş, yükseliş yolunu gösteren, maddede ve ma’nâda ilerlemeğe ışık tutan parlak dînini yıkmak için de, îmânsızlar, ahlâksızlar, nefslerinin esîri olan alçaklar, her asrda, haçlı savaşları ile ve zulm ile, işkence ile Onun dînine saldırdığı gibi, müslimân şekline girerek, yalan ve hîleli sözleri ve yazıları ile aldatmağa, kardeşi kardeşe düşürerek, içerden yıkmağa uğraşdılar ve çok zarar yapdılar.
Allah adı en iyi bir sığnakdır.
Ni’metleri sığmaz, ölçü hisâba,
Çok acıyan, afvı seven bir rabdır! Allahü teâlâ, Cenneti ve Cehennemi önceden yaratdı. Her ikisini, insanla ve cinle dolduracağını, ezelde dileyip, bunu kitâblarında bildirdi. Âdem aleyhisselâmdan beri, Cennete gidecek îmânlı, iyi insanlar olduğu gibi, Cehenneme götüren kötülükleri yapan, îmânsız, aklsız, fenâ kimseler de gelmişdir. Kıyâmete kadar da gelecekdir. Meleklerin sayısı, insanlardan, ölçülemiyecek kadar dahâ çok olup, hepsi îmânlı ve hep itâ’atlıdır. İnsanların ise, her zemân az sayısı îmânlı, çoğu ise, îmânsız, azgın, taşkın kimselerdir.
İyi ve kötü insanlar, hep birbirini yok etmeğe uğraşmış, kötüler, birbirlerine de saldırmış, târîh boyunca, sıkıntılı, huzûrsuz yaşamışlardır. Îmânlılar, îmânsızları ıslâh etmek, îmâna getirip se’âdet-i ebediyyeye kavuşdurmak için, Âdem oğullarını dünyâda ve âhıretde, mes’ûd, râhat yaşatmak için, cihâd etmişdir. Îmânsızlar ise, dikta rejimi sürmüş, az bir zümrenin taşkınca zevk ve safâ sürmesi, nefslerini, şehvetlerini doyurması için za’îflere, küçüklere saldırmışdır. Kötülüklerinin, zararlarının, felâketlerinin örtbas edilmesi, herkesi aldatabilmeleri için, ahlâk, fazîlet, dürüstlük ve adâlet ölçülerini koyan Peygamberlere “aleyhimüsselâm” ve Onların getirdiği dinlere saldırmışlardır. Bu saldırmaları ba’zı asrlarda harb vâsıtaları ile, ölüm kalım savaşı şeklinde olmuş, ba’zan da yalan propagandalarla, fitne, fesâd çıkararak, dinleri içinden bozmak, müslimân devletleri, içeriden yıkmak şeklinde olmuşdur.
İşte, Allahü teâlânın bütün dünyâdaki insanlar arasında, her bakımdan, en üstün, en güzel, en şerefli olarak yaratdığı ve bütün milletlere Peygamber olarak seçip gönderdiği, son ve en üstün Peygamber olan Muhammed Mustafâ “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin, kurtuluş, yükseliş yolunu gösteren, maddede ve ma’nâda ilerlemeğe ışık tutan parlak dînini yıkmak için de, îmânsızlar, ahlâksızlar, nefslerinin esîri olan alçaklar, her asrda, haçlı savaşları ile ve zulm ile, işkence ile Onun dînine saldırdığı gibi, müslimân şekline girerek, yalan ve hîleli sözleri ve yazıları ile aldatmağa, kardeşi kardeşe düşürerek, içerden yıkmağa uğraşdılar ve çok zarar yapdılar.